Bazen tek bir ömür yeterli gelmiyor.Hiç yaşayamayacağım bir sürü hayat düşleyip duruyorum.Ancak öyle yeterince yaşayabilirim gibi hissediyorum bu yeryüzünü, gökyüzünü, yazı, baharı, denizi, kaldırımları, sokakları, dostluğu, insanları ve sevgiyi. Şimdikinde bunu yapmakta pek de iyi olmadığımı bildiğim için bir tane daha fazladan ömrüm olursa eğer bir gün, kesin daha mutlu biri olmayı seçerim. Hem o zaman hiçbir şey yapmama da gerek kalmaz: Ne konuşmaya, yazmaya bir şeylerde iyi ya da başarılı olmaya, mutsuz şeyler anlatmaya ne de bir yerlere gitmeye, birileri tarafından sevilmeye veya birilerini sevmeye. Hiçbirine gerek kalmaz. Yalnız başıma mutlu olurum. İnsan mutluyken hiçbir şeye ihtiyaç duymuyor sanki. İnsan mutluyken özgür sanki.Bir tane ömrümde de bildiğim, öğrendiğim her şeyi unuturum. Sadece anaokulunda öğrendiğim kadarı kalır aklımda hatta: Sevdiklerinin elini bırakmamak, yemekten sonra ellerini yıkamak ve bazen oynar- ken eşyalarını dağıtsan da en sonunda onları toplayıp yerli yerine koymakBöylece muhakkak daha akıllanmış olurum: Sevmek dışında her şeyin ne kadar önemsiz, değersiz, anlamsız ve küçük olduğunu bilecek kadarBir tanesinde de ne kadar şanslı olduğumu gerçekten hissedebilirim, üstelik bu defa öylesine değil gerçekten, sırf sadece yaşayabildiğim için ne kadar şanslı olduğumu hissederim. Ve her neredeysem, ne yapıyorsam, nereye gelmişsem, oralara kadar gelebildiğim için. Bir tanesinde kedim sonsuza dek benimle birlikte yaşar. Bir başkasında ise dostumu hiç kaybetmem. Altıncı ve sonuncu ömrümde de kendimi severim, en az başkalarını sevebildiğim kadarHatta onunla da yetinmem, çok daha fazla severim.