Elle me disait : « Honorino, je t'aime ! » au moment où ses lèvres blanchirent; enfin, elle serrait encore ma main dans ses mains quand la mort les glaça. Aussitôt je me tuai pour qu'elle ne couchât pas seule dans le lit du sépulere sous son drap de marbre.
Elle est là-haut, Térésa, moi, je suis ici. Je ne voulais pas la quitter, Dieu nous a séparés; pourquoi donc nous avoir unis sur la terre ? Il est jaloux. Le paradis a été sans doute bien plus beau du jour où Térésa y est montée. La voyez-vous ? Elle est triste dans son bonheur, elle est sans moi! Le paradis doit être bien désert pour elle. » P551
Cet œil magique avait je ne sais quoi de despotique et de perçant qui saisissait l'âme par un regard pesant et plein de pensées, un re gard brillant et lucide comme celui des serpents ou des oiseaux; mais qui stupéfiait, qui écrasait par la véloce communication d'un immense malheur ou de quelque puissance surhumaine. P428
Şunu da bir iyi belle: Benim için çok mühim olan,
sana âşık olmak veya âşık olmadığımı bağırıp yırtınmak değildir. Aslolan, seni kırmamak, üzmemek, kaybetmemektir.
Yahu bana yazmağa, hasta mı, ölü müyüm, halimi sormağa tenezzül etmeyen veya üşenen bir kimse, ne hak ve cesaretle hâlâ arkadaşlarımla, sevdiklerimle oturup beni konuşur? Bu tek taraflı hürriyet hangi din, hangi mezhep, hangi cihanda
varmış?
… Fakat nafile, insan aklımı bir şeye verdi mi kurtulamıyor ondan. Daima düşünmekle ve daima da aynı şeyi düşünmekle insan aşkın bir fikri-işgâl olduğunu kabul ediyor.
Sonra ben Leylâ mütemadiyen şiddetli bir arzu ile bir tatmin edilmemezlik içinde bir şeyler istiyorum. Bunun gibi, yani bu tatminsizlik gibi bir de ifade edemeyiş var ki bu insanı bitiriyor, harap ediyor.
Kendine gel! Sen, üzüntüye, kahra lâyik veya müstahak değilsin. Yaşaman, asıl senin yaşaman lâzim. Hiç kimse, yaşamayı senin kadar hak edemez. Anladın mı? Sen, öyle birisin işte. Bunu belle, buna inan. Sendeki altın yürek, altın da lâf mı, o cânım yürek, kimselerde yoktur. Seni, güzel eden, dost eden, dayanılmaz eden yine sen'sin. Bunu da öğren. Ve hiçbir kahraman, hiçbir aziz, hiçbir hergele, sana azâp veremez! Azâbı, sen kendin icat ediyorsun. Beni de böyle berbat ediyorsun.