Kısacası başarının önünde ilk engellerden biri"mükemmelle yola başlama isteği"dir ve herkes bir yanılgıdan kurtulup elindeki imkanları değerlendirmeye bakmalıdır.
Buna kişiliğin "lastik bant teorisi " adını verebiliriz . Hareketsiz duran lastik bantlar gibiyiz. Esneğiz ve kendimizi gerebiliriz ama ancak bir yere kadar .
Günümüzde kişilikler son derece dar bir kapsamda değerlendiriliyor. Bize harika olmanın cesur olmak , mutlu olmanın sosyal olmak olduğu söyleniyor . Kendimizi bir dışa dönükler ulusu olarak görüyoruz ki bu da aslında kim olduğumuzu gözden kaçırdığımız anlamına geliyor .
Artık kendimize gelelim . "Kendimiz" dediğimiz "Allah'ın kulu"dur. Bizim unvânımız da şânımız da ,farkımız da budur .Medeniyetimiz, geleneğimiz ,ilmimiz ,sanatımızın kaynağı yine kulluktur . Şerefimiz de ,nimetimiz de budur . İmanın ve kulluğun kadrini bilelim ki Hak katında takdir görenlerden olalım.
Belli bir yaştan sonra her şey daha çabuk eskiyor . İnsan ister istemez geriye, yani çocukluğuna dönüyor. Orada bulduklarımız hep aynı, daima yeni : Bayram günleri, annemizin yüzü, babamızın sesi ve bazı yarım hevesler ...
Enerjinin korunması, kişilik hızınızı, Tanrı'nın yarattığı hareket hızıyla eşdeğer olmasına bağlıdır. Tanrı sizin içinizdedir. Eğer sizin hızınızla Tanrının hızı farklıysa kendinizi hırpalarsınız.