☘︎
"Her şehrin bir sahibi vardır ve o sahipleri toprağın üstünde yaşayan değil, toprağın altında yaşayanlardır.
☘︎
"Desene" dedi "Allah iki yarımı bir tam olsun diye bir araya getirdi?"
༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛༛
༄
Aslında hikayemiz, Şemseddin Ahmed'in yıllar önce bir rüya görmesi ile başlar. Rüyasında biri âmâ diğeri de lâl olan iki adamın, bir araya gelip
bir şeyler yazdığını, efsunlu halde mescitte bulunduklarını görür.
☘︎
Recep Efendi, Şemseddin Sivasi'nin yeğeni aynı zamanda damadıdır. Bildiği ne varsa ondan öğrenmiş, Sivasi ona hem derttaş hem yoldaş olmuştur. Amcasi vefat ettikten sonra, onunla ilgili bildiklerini yazmak ister ama bir türlü nasip olmaz.Ama içinde kocaman bir yaradır bu.Hacca gittiklerinde yanına gelen ve amcasını tanıyan Buharali tüccardan sonra, daha da bu konu onu dertlendirir ama ne var ki,zamanla gözleri görmemeye başlayınca da , Kendi elleriyle yazmaya da gücü yetmez.O da bildiklerini ve hatıralarını bir katibe söyleyerek yazdırmaya karar verir. Sonra ise Lâl ve âmâ iki iki adamin yolları kesişir.
Hocamızın Üç Harfliler serisinin son kitabi Lal ile Şemseddin Sivasî'nin hayatını, yeğeninin dilinden okumuş olduk. Her zamanki gibi kalemini konuşturmuş ve farkını göstermiş. Lâl kitabını herkese öneririm. Okuyun okutturun