Sevgili Dost,
Karanlıktan hoşlananların ışığı kıskanmaları, kışın sonbaharı kıskanması kadar masum değil. Böylelerinin sıkıntıları ışık yaklaştıkça daha da artıyor.
Sevgili Dost,
....
Issız adaya düşse bile kurtulacaktı, Cuma'nın farkına varsa sadece..
Sevgili Dost,
''Her sabah yeni bir manzara görecekmiş gibi camlara koşup, değişen hiçbir şey olmadığını görmek ne soğuk.
Düşüp yuvarlanan bir bozuk paranın peşinden koşarken, kelimelerin üzerine basa basa yürümek ne soğuk! Dizlerine kadar gömüldüğün karda yürümekte ne var!
Boğazına kadar battığın kelimelerin içinde yüzmek ne soğuk...''
Sayfa 29 - Şule Yayınları
''Sevgili Dost,
Bildiği şehirlerden bilmediği şehirlere, bildiği yüzlerden bilmediği yüzlere sığınmayı aklından geçirmemiş kaç insan vardır?''
Sayfa 94 - Şule Yayınları
Sevgili Dost,
Kim kazandı? Atom bombasını Hiroşima’ya atan mı? Everest’in tepesine ilk kez varan mı? Doksanıncı dakikada maçı alan mı? Diriler mi, ölüler mi? Çobanlar mı, sürüler mi? Efendiler mi, köleler mi?
Kim kazandı?
Sevgili Dost,
Herkes kaybetti. Ölüm kazandı. Mezar taşlarına: “Huve’l-Bâki” kazındı.
Sayfa 130