İki insanın iyi geçinmesi kusursuz olmalarıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmeleriyle sağlanır." A. Tocqueville
"İki insanın iyi geçinmesi kusursuz olmalarıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmeleriyle sağlanır." A. Tocqueville
Sayfa 110 - Elma YayıneviKitabı okudu
Reklam
Batı'da "din ve siyasetin ayrı olması gerektiği" ilk defa filozof John Locke (1632-1704) tarafından ifade edilir. (Bu vesileyle de İngiliz Liberalizminin temelinin atıldığını söyleyebiliriz.) Bu fikir, İsviçre doğumlu Fransız siyasetçisi Joseph Benjamin-Constant (1767-1830) tarafından geliştirilir. Daha neler neticesinde Fransız Rönesansı bir ihtilâl (1789) ile verimlendikten sonra "din ve siyaset" birbirinden ayrılmış: devletin idare edilmesinde laiklik veya sekülarizm denilen sistem, rakipsiz kalmıştır. Yani bu tarihten sonra devlet, herhangi bir din, mezhep veya zümrenin imtiyazında değildir: bunların herhangi birisinin otoritesiyle devlet idare edilemez... Bu tarihten sonra Lemannis, "kilisenin devletten bağımsız olmasını" talep ederken, Tocguevelle gibi filozof ve siyaset bilimcileri, "hıristiyanlıkla demokrasiyi uzlaştırmaya" gayret sarfeder. Buna mukabil olarak Simon, Comte ve Renan gibi filozofların gayretiyle artık, "Sezar'ın hakkı Sezar'a, Tanrı'nın hakkı Tanrıya!" teslim edilmiş, hattâ, "pozifit mektepler"in eğitimiyle "Religion of Hümanity-Insanlık Dini", devlet ve siyasi idareye ve dolayısıyla cemiyete hâkim olmuştur. Yani Hıristiyanların, "Tanrı buyruğu!" dediği şey sâdece Kiliseye bırakılmış, vicdanlara hapsedilmiştir.
123 öğeden 151 ile 123 arasındakiler gösteriliyor.