Yerin kurak ve verimsiz iken nasıl verimli bir hâle geldiğini görmüyorlar mı? Yeryüzünün üzerine yağmur yağdırdığımız zaman hareket başlar, yer kabarır ve her güzel bitkiden çift çift yetiştirir.(22/Hacc,5)
Allah'ın rahmetinin izlerine bir baksana. Öldükten sonra toprağa nasıl hayat veriyor. Ölüleri de diriltecek olan O'dur. Her şeye hakkıyla kadir olan O'dur.(30/Rûm,50)
Şüphe yoktur ki, Kur'an'ı Kerim açık delilleri ile insanlığı hidayete sevk,doğru yola irşad, gösterdiği iman esaslarına dayalı faziletli bir hayatı tesis etmek için, Allah Teâlâ tarafından Cebrail vasıtasıyla Hz.Peygamber'e ilahi vahiy ürünü olarak 23 senede gönderilmiştir. Bu yüce kitap, inananlar için sadece mukaddes bir vahiy olmamış, aynı zamanda, onların ruhlarının gıdası, ibadetlerinin esası, ahlaklarının temeli ve edebiyatlarının bir şaheser; tek kelimeyle, hayatlarının bütün yönlerini düzenleyen bir rehber, bir esas olmuştur. Bu bakımdan, onun muhatabı, bir kabile, bir millet veya belirli bir ırk değil, bütün insanlıktır. Yine ona göre, Müslümanlık, insanlığın fıtri dinidir.
"Allah'ın rahmet izlerine bir baksana. Öldükten sonra toprağa nasıl hayat veriyor. Ölüleri de diriltecek olan O'dur. Her şeye hakkıyla kadir olan O'dur."
Göklerde ve yerde, Allah'ın dışında hiç kimse ne şerik ne de yardımcı olarak, zerre miktarı da olsa bir şeye sahip değildir.
Allah'tan başka hiç kimsenin ne tabiatın nizamını değiştirmeye ne de onu olduğu gibi aynen muhafaza etmeye gücü yeter.
Daha o zamanlar İbn Mesud "sonraki devirlerde hafızların çok, âlimlerin ise az olacağını; Kur'an-ı Kerim'in lafzının hürmet göreceğini, buna mukabil emirlerinin tatbikinde insanların ihmal göstereceğini" haber vermiştir.
Orta Çağ'dan beri kaba kuvvet ile yaptıkları mücadelelerde mağlup edemedikleri İslam'ı, günümüzde açmış oldukları fikir savaşı ile mağlup etme gayreti içindedirler.
Kuran-ı kerim, onların 'gerçeğe', iyiye ve güzele olan ihtiyaçlarına, aynı zamanda dinî ahlaki ve edebi özellik arz eden bir yapı ile tatmin edici bir şekilde cevap vermiştir..
Kur'an'ı Kerim; onların ruhlarının gıdası, ahlaklarının temeli, ibadetlerinin esası, tebliğ vasıtaları, günlük zikirleri ve tarihleridir: tek kelimeyle o, hayatın bütün yönlerini düzenleyen temel kanunlarıdır.
Kur'an-ı Kerim'in hiç bir yerinde şiddet hareketinin meşru gösterildiğini görmeyiz.
Bütün mesele, hasmın durumuna uygun bir şekilde karşı koyarak, adaleti yeniden tesis etmektir.
ABDULLAH DRAZ