Abdullah

Son zamanlarda sık sık aşkın sonu ilan edildi. Aşk bugün sınırsız tercih özgürlüğünün, seçeneklerin çeşitliliğinin ve mükemmellik zorlamasının kurbanı olmuş. Olanakların sınırsız olduğu bir dünyada aşk artık olanaklı değilmiş. Tutkunun soğuduğundan şikâyet edenler de var. Örneğin Eva Illouz, Warum Liebe weh tut (Aşk Neden Canımızı Acıtır?) adlı kitabında bunu aşkın rasyonelleşmesine ve tercih teknolojisinin yayılmasına bağlıyor. Ancak aşka dair bu sosyolojik teoriler, günümüzde aşkı, sonsuz özgürlükten veya sınırsız olanaklardan çok daha esaslı bir şekilde yıpratan bir şeyin cereyan ettiğinin farkına varamıyorlar. Aşkın içinde bulunduğu krizin tek nedeni başka Başka'ların bolluğu değil, şu anda yaşamın bütün alanlarında meydana gelen ve benliğin giderek daha da narsisistleşmesinin eşlik ettiği, Başka'nın aşınması sürecidir. Başka'nın ortadan kayboluşu, ne feci ki çoğumuz farkına bile varmadan ilerleyen dramatik bir süreç. ... Giderek daha da narsisistleşen bir toplumda yaşıyoruz bugün. Libido esasen kendi öznelliğine yatırım yapıyor. Narsisizm kendini sevmek değildir. Kendini seven özne, Başka'yla arasına kendi lehine işleyen negatif bir sınırlama getirir. Narsisist özne ise sınırlarını net bir şekilde belirleyemez. Böylece kendisiyle Başka arasındaki sınır bulanıklaşır. Dünya ona sadece kendi anıştırmalarının gölgesinde görünür. Başkayı başkalığı içinde tanıma ve bu başkalığı teslim etme becerisi yoktur. Sadece kendini bir şekilde yeniden tanıyabildiği yerlerde anlam vardır. Her yerde kendi gölgesinin peşinde bata çıka ilerler ve nihayetinde boğulur.
Reklam
Abdullah

Abdullah

, bir kitabı okumaya başladı
Eros'un Istırabı
Eros'un IstırabıByung-Chul Han
8.1/10 · 875 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tekeşliliği seçmek, eşinden başkasını arzulamamayı seçmek değildir kuşkusuz; kendi tekeşlilik fikrini zedeleyecek hiçbir şey yapmamayı seçmektir.
Abdullah

Abdullah

, bir kitabı yarım bıraktı
Öteki
ÖtekiFyodor Dostoyevski
7.6/10 · 22,3bin okunma
Reklam