Yine Allah onda; hayatını idame ettirip tehlikelerden korunması için bir akıl, görmesi için iki göz, yürümesi için iki ayak, işini görmesi için iki el, vicdanının tercümanı olsun diye bir dil yaratmıştır. Ama o bütün bunları inkar ederek her şeyi başkasından bekleyen ahmak, kör, özürlü/engelli, felçli ve yalancı bir insan olmayı seçmiştir ki böylesinin sözü özüne pek uymaz.
Sayfa 73 - Mana YayınlarıKitabı okudu
Batılılar krallarina kendi yediklerinin arttıklarını bağışlarken, Doğuda sultanlar lutfederse, tebaadan dilediklerine sadaka dağıtırlar.
Sayfa 156Kitabı okudu
Despot idarelerin iktidarında serveti korumak onu kazanmaktan da zordur.
Sayfa 138Kitabı okudu
Despot idarelerde Din Adamları!!!
Despotizm dönemin vaaz ve irşat görevlileri, genellikle demiyorum, kesinlikle dalkavuklukla kadroyu kapan iki yüzlülerden oluşur.Bu yüzden halk üzerinde kayda değer bir tesiri bulunmaz.
Sayfa 149Kitabı okudu
Müstebit aciz bir ferttir. Hiçbir gücü ve kuvveti yoktur. O bütün gücünü sahte şeref peşinde koşanlardan (mutemeccid) alır.
Sayfa 123Kitabı okudu
Neron, idamını bekleyen şair Agrippa'ya sorar: insanların en bahtsızı kimdir? Şair, Neron'u ima ederek cevap verir: Halk despotizmden bahsedince, hayallerinde canlanan kişidir.
Sayfa 109Kitabı okudu
Hiçbir adil yönetim yoktur ki milletin gafleti ya da uyutulmasıyla kendini muhakeme ve cezadan azade hisseder etmez istibdat yöntemlerine başvurmasın. Bu yönetimler istibdadı bir yönetme aracı olarak halka bir kere kabul ettirdiler mi bir daha ondan vazgeçmez.
Sayfa 69 - Mana YayınlarıKitabı okudu
Çöküş olarak çevrilen الفتور (uyuşukluk/miskinlik/atalet/durağanlık/çöküş) sözcüğü Kevakibi’nin kitabında toplam 38 kez geçmiştir. Bu da gösteriyor ki müslümanlardaki çöküş olgusu, Kevakibi’nin aklından ve vicdanından hiç çıkmayan en büyük sorun, en önemli dertti.
Sayfa 22 - Mana YayınlarıKitabı okudu
Doğu ve Batı despotizmi arasındaki farklar!!
Batılı siyasetçiler ortaklıkla halkın yatırım yapmasına yardımcı olurken, Doğulu siyasetçiler serveti yağmalamak dışında bir şey düşünmezler. İşte bu, Batı ve doğu despotizmleri arasındaki farktır. Batı despotizmi daha sağlam, daha derin ve daha kalıcıdır. Ama üslubu yumuşaktır. Doğu despotizmi ise çabuk sarsılır ve çok geçmeden de yıkılır. Fakat acı çektirir. Yine, batı despotizmi yıkıldığı zaman yerine daha adil bir hükümet gelir ve imkanlarına göre yaraları sarmaya çalışır. Doğu despotizmi yıkıldığı zaman ise yerine daha zalım bir despot yönetim gelir. Çünkü doğulular sadece yakın geleceği düşünürler. Adeta en büyük dertleri, ölüm sonrasıymış gibi hareket ederler ya da uzun vadeli düşünemezler.
Sayfa 142Kitabı okudu
ASIN DUVARA
Despotizm eğer insan olup sülalesini saymak isteseydi, herhalde şöyle derdi: Adım kötülüktür(şer). Babam zulümdür. Anam fenalıktır. Kardeşim ihanettir. Bacım sefalettir. Amcam felakettir. Halam zillettir. Oğlum fakirliktir. Kızım işsizliktir. Aşiretim cehalettir. Vatanım harabedir. Dinim, şerefim ve bütün varlığım ise sermayedir, sermayedir, sermayedir.
Sayfa 125Kitabı okudu
KAHROLSUN İSTİBDAT YAŞASIN HÜRRİYET!
İstibdat(despotizm) bütün şerlerin kaynağı, bütün kötülüklerin anasıdır. İslâm ümmetini, içinde bulunduğu medeniyet krizinden çıkaracak doğru yol istibdatla mücadeleden geçmektedir.
Sayfa 16Kitabı okudu
Sonsuz nimetler sahibi Allah insanı aklın rehberliğinde hür yaratmıştır. O ise kendini inkar edip cehaletin rehberliğinde köleliğe razı olmuştur.
Sayfa 73 - Mana YayınlarıKitabı okudu
SERMAYE Nedir?
Sermayeyi şöyle tanımlayabiliriz: Güç sermayedir. Vakit sermayedir. Akıl sermayedir. Bilgi sermayedir. Din sermayedir. Sebat sermayedir. Makam sermayedir. Güzellik sermayedir. Rütbe sermayedir. İktisat sermayedir. Hasılı, hayatta kendisinden faydalanılan her şey sermayedir(maldır). Bütün bu değerler alınıp satılabilir.
Sayfa 125Kitabı okudu