Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata
Şükrü Erbaş- Kocaman Bir Çocuğu Öpüyorsun
Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen Herkesin perde perde çekildiği bir akşam Siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun Ağzında eriklerin aceleci tadı Elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası Bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun. Yağmur her zaman gökkuşağını getirmiyor Aralık kapılarda bekleyişin çarpıntısı Bir kadının
Reklam
Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen Herkesin perde perde çekildiği bir akşam Siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun Ağzında eriklerin aceleci tadı Elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası Bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun. Yağmur her zaman gökkuşağını getirmiyor Aralık kapılarda bekleyişin çarpıntısı
Kocaman Bir Çocuğu Öpüyorsun.
Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen. Herkesin perde perde çekildiği bir akşam. Siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun. Ağzında eriklerin aceleci tadı, Elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası. Bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun. Yağmur her zaman gökkuşağını getirmiyor. Aralık kapılarda bekleyişin
Geceleri dank eden o yalnızlık gerçeği... aslında ağlamak çok anlamlı bir olay biliyor musunuz. Çünkü gözlerin akıttığı o acıyla demlenmiş sıvının yanakları nemlendirişi... rahatlatışı... iç huzura olan açlıktan akıttığımız her damlanın manası çok derindir. Her insan bir derinlik besler... ah derinliklerden kaçmayın..insanlardan uzaklaşabilir onlara sırt çevirebilirsiniz bu gayet oluru olan somut bi durum, ama her derinlik bir soyutluğun sonsuzluğunu barındırır. Mana yaratmaya çalışmıyorum. Sadece bu gece çok yorgun hissediyor ve kaygılarımdan arınmak için yazmaya çekiliyorum.. yazıyor ve yazıyor ve yazıyoruz.. içimizde birikenleri en çok... uzaklaşmalı insan.. en başta kendinden uzaklaşmalı..
Bir rüyanın tesiriyle korkudan sıçrayarak uyandığınızda,hafızanızda tutmak istersiniz gördüklerinizi. Fakat bilinç dibindekileri hemen gizler ürküntüyle. Görüntüler ve yansımalar silinir hızla. Ürpertiyi sözcüklerle de tarif edemezsiniz haliyle. Ben,belirsiz bir zaman diliminde sanki yüzyıllardır evrenin içe çöküşünü dünya dışı bir karanlıkta bekleyen son insandım az önce. Sesin ve aydınlığın olmadığı o karanlıkta,karanlığın bir başka formunun büyüyerek var olma bilincimi yutmaya çalıştığı o dehşet anında,rüya içinde bir başka rüya görüyordum dünyaya dönerek. Tüm hatıralarımın,tüm bildiklerimin yanılsamadan ibaret olduğunu söyleyen esrarengiz bir suretle konuşuyorum sarı sisler içerisinde. Hiçbir kutsalın ve hiçbir insanın var olmadığını ve olmayacağını ve dahi bunun acısından ve hatta bu yalnızlık azabından kurtulamayacağımı söylüyor bana parlayan iki göz yuvasıyla. Kendimi bu dehşetle öldürmek istiyorum ama nafile. İnsanlara hiç minneti olmamış biri olarak insansızlığa katlanamıyorum o ürkünç dilimde ve karanlığa bırakmak istiyorum kendimi şedit bir istençle. Anda teslim ederken mevcudiyetimi yokluğa,ıstırabımı keskin bir acıyla hissediyorum sonra. Yok olmanın bilincinin dahi var olmanın acısıyla eşdeğer olduğunu anlıyorum o intiharda. Ve azabın mütemadi olduğunu her zerremle sezinleyerek uyanıyorum geceye..
Reklam
EY DOST
Heyben acıyla dolar da; nefes alamazsan Gel! Huzur bulacağın kıyılarım senindir. Umutların solar kurur da su bulamazsan, Beraber sulayalım, gözyaşlarım senindir. Yalnızlık hep koynunda, bir türlü atamazsan Anahtar her zamanki yerde; evim senindir. Derin bir düşe düşersen, bir el bulamazsan, Yanındayım ben! Tut elimi, elim
Kocaman Bir Çocuğu Öpüyorsun   Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen Herkesin perde perde çekildiği bir akşam
" Kalkıp geceye çıktınız. Kar yağıyordu. Elini tutmadı, aramadı bile. Düşmek istedin, zaten paramparça olmuştun, ansızın anladın. Bundan sonra her bir araya geliş, o büyülü aldanışın, yaşanamayacağı yalın, saydam, hiç bir düşe izin vermeyen gerçeklikte bir yalnızlık olacaktı.. Çok sonraları, odalarda, pencere önlerinde, sokaklar, kapılar, duraklar ve sinemalarda, içinden bir tel koparılmış gibi yaralı, şaşkın ve uzak kalakaldın. Nice günler, geceler onunla bölüştüğün yataklarda sabahları birdenbire bıçaklanmışsın gibi bir acıyla uyandın ve sevmenin unutmaya çalışmak demek olduğunu çok zor öğrendin.."
Küçük İskender// Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
289 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.