Bilinen de sınır vardır, bilinmeyen de sınır yoktur. İnsan aklı anlaşılmazlığın engin okyanusunda barınacak bir ada sağlar. Her kuşağa düşen iş, bu okyanustaki adaya biraz daha toprak katarak büyümektir.
-T.H. Huxley, 1887
Dionysios’un, Platon’u Atina’ya değil de Agina adasına göndermesi, onun doğum yerinin bu ada olduğu tahminlerini güçlendiriyor; yani Atina’nın değil de, bu adanın Platon’un doğum yeri olmasını. Platon’u köle olarak kendi yurduna göndermek, Dionysios’un zevk aldığı, kendine has gurur kırma yöntemi olsa gerek. Bunun dışında Platon’un tanınacağından ve zengin bir arkadaşı tarafından satın alınıp, azat edileceğinden de kesinlikle emindir böylece Dionysios ciddi diplomatik gerginlikleri de önlemiş olacaktı.
En yükseklere süzülenlerin aynı zamanda en derine de gömülebileceğinden ve herşeyin tadını büyük bir hevesle çıkaran kişilerin , aynı zamanda en ağır acıları yaşadığından habersizdi.