Bundan yıllar önce, tanıdığım herkes Olasılıksız'ın harika bir kitap olduğundan bahsediyordu. Bu yüzden kitaba şüpheyle yaklaştım (çünkü birbirinden o kadar farklı insanın aynı kitabı taparcasına beğenmesi bana çok garip geldi) ve okumayı düşünmedim.
Yıllar sonra, yani o aşırı popülerlik bittikten sonra, yakın çevremden birkaç kişi tarafından tavsiye edilince bir şans vermeye karar verdim.
Adam Fawer'ın daha önce (bir kitapçıdan hediye olarak gelen) Oz kitabını okumuştum. Anlatımı o kadar zayıf, kurgusu özgünlükten o kadar uzaktı ki, kitabın neden hediye olarak gönderildiği çok belliydi. Yine de "Oz berbat, Olasılıksız harika" yorumlarına güvenerek Olasılıksız'a başladım.
Oz'u birkaç yıl önce okuduğum için çok keskin bir kıyaslama yapamayacağım ama hatırladığım kadarıyla, o bile Olasılıksız'dan daha okunur gelmişti. Bu kitabı okurken adeta her satırda "Acaba herkesin okuduğundan başka bir kitap mı okuyorum? Herkesin beğendiği şey bu mu gerçekten?" diye sorguladım.
Kitapta geçen bilimsel gerçekler oldukça yüzeyseldi, okurken bir şey katmadı ve sıkıcı geldi. Ama anlaşılan bazı kişilerin "Kankaaaa bi kitap okudum var yaa, ohaaa yanii, bilim falan var, adam poker oynuyo geleceği falan hesaplıyo offf görsen harika" diye kendini kaybetmesini sağlamış.
Dili ve anlatımı zayıf. Kurgusu özgünlükten oldukça uzak.
Çevirisi de oldukça başarısız. Büyük bir zaman kaybı.
(Şehirlerarası yolculukta yanımda oturan kişiyle aynı anda bu kitabı okumamız hoş bir tesadüftü.)