Ey zamanın alaca atina binip cevelân eden şehsuvar, gel. Ey imkân âleminin göz nuru, gel.
Şu yaradılış hengâmesine revnak ver; göz bebeklerinde bir mamure halinde tecelli et.
Şu birbirine düşmüş milletlerin feryatlarını sustur. Öyle bir nağme vücuda getir ki, o nağme kulaklara cennet zevkini versin.
• Kalk, insanlar arasında kardeşlik kanununu tanzim et; insanlara tekrar sevgi şarabından kadehler sun.
• Âleme tekrar sulh günlerini getir; çarpışanlara sulh haberini ulaştır.
İnsan nev'i bir tarladır ki, o tarlanın mahsulü sensin. Hayat kervanının konduğu yer, sensin.
• Sonbaharın zulmü, ağaçlardan yaprakları döktü. Bir bahar olup bahçelerimize gel.
• Bizim mahcup alınlarımızdan, sabîlerin, gençlerin, ihtiyarların secdelerini topla.
. Biz, senin varlığınla şeref kazanırız. Ve ondan sonra bu cihan istiraplarının ateşine katlanır ve ona alışırız.
Bir iş ya da görev ehil olmayan birisine teslim edildiğinde iş çirkinleşir, görev bütün işlevlerini yitirir, araçlar ziyan olur, amaçlar unutulur. Maddî ve manevî zarar korkunçtur ama daha korkuncu, bu zararın çabuk fark edilmeyecek olmasıdır.
Görevler ehil olmayanlara dağıtılmış ve yıkım başlamıştır. Şimdi ortada bir hakim vardır ama mahkeme