320 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
“Kötülüğün Sıradanlığı” yada insanın suç işleme hoşnutluğu..
İnsanlığa karşı işlenen toplu kıyım ve katliamlara baktığımızda; bu filleri işleyenlerin büyük çoğunlukla bir siyasi organizasyonun teşviki ile gerçekleştirdiğini görmekteyiz. Bu fiillerin işlemesinde bir bilinç, realist bir fikir veya insani bir nüve bulmak neredeyse imkansız. Daha çok ideolojik, etnik ve inanç temeli kollektif bir suç
Kötülüğün Sıradanlığı
Kötülüğün SıradanlığıHannah Arendt · Metis Yayınları · 2022710 okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
Düşünen toplum Ay'ı aşmış; Düşünmeyen ise "Hitler" yaratmış!
Hannah Arendt, Nazi Komutanı olan Otto Adolf Eichmann üzerinden, düşüncenin önemini açımlıyor. Bir toplumda düşüncesizliğin, toplumsal gelenek halini almasıyla o toplumun nerelere evrilebileceğine dair Hitler Almanyası, Arendt için bir örnek oluşturur. Buna göre "insanlar, kendi başlarına düşünmekten vazgeçerlerse, yapmaları istenen şeyleri sorgulamadan uygularlarsa nasıl bir "Hitler" yaratabilirler," işte bu eser bunu açımlıyor. Peki nasıl? Dönemin Almanya'sında Hitler'in sözü harfiyen uygulanır hale gelmişti; artık yasa, Hitler'in söylediği şeydi. Örneğin, kendisine, "insanları öldür"me emri verildiğinde Eichmann, bunu hiç sorgulamadan kabul etmişti. Yargılandığı İsrail mahkemesindeki savunmasında ise kendisinin bir çarkın dişlisinden başka bir şey olmadığını, kendisinin özel olmadığını, bu görevi yerine getirmeseydi kolaylıkla başkalarının bu iş için ayarlanabileceğini söyledi. Bu tarz savunmalar, birçok Nazi komutanı tarafından öne sürülür. Oysa yetenekleri öyle özeldir ki, onların yerine bir başkasını bulmak imkansızdır. Ayrıca insanlar, direnişe de geçebilirler ve emre başkaldırabilirler. Oysa bu yolu hiç seçmemişlerdir. Bu duruma Arendt'in cevabı; "Gerçekte sadece bir çocuğun itaat etmesinden söz etmek mümkündür; bir yetişkinin “itaat etmesi” ise “itaati” talep eden örgütü, otoriteyi ya da yasayı desteklemesi anlamına gelir"dir. Siyaset ile ilgilenmeyenler için biraz sıkıcı olabilir ancak dönemi anlamak ve "düşüncesizliğin bedeli"ni görmek açısından okunmasının elzem olduğunu düşünüyorum.
Kötülüğün Sıradanlığı
Kötülüğün SıradanlığıHannah Arendt · Metis Yayınları · 2022710 okunma
Reklam
320 syf.
7/10 puan verdi
·
24 günde okudu
Hitler Dönemi şüphesiz günümüz okuyucusu olarak tarihin en acımasız ve en ilgi çekici dönemlerinden biri. 20.yy'a bıraktığı birçok travmatik kalıntı, katliamlar ve halen bir şekilde devam eden sert etkiler günümüz açısından da öyle ya da böyle geçerliliğini korumakta ve günümüz insanını bir şekil de düşünmeye ve süreci tüm çıplaklığıyla anlamaya zorlamakta. Hannah Arendt'in "Kötülüğün Sıradanlığı-Eichmann Kudüs'te", Hitlerin ve Nazi Almanyasının parlama dönemini, antisemitist fikrinin oluşumunu, Holocaust'un logistiğinden sorumlu olan Adolf Eichmann'ın Arjantin'de yakalanması sonrasında Israil'de yürütülen mahkeme kayıtlarını sunan belgesel bir kitap. Arendt'in politik felsefecisi olması kitabın okunurluğu konusunda okura süreci sorgulattıran bir deneyim sunuyor. Eichmann, Siyonistler ve dönem Yahudilerini baş bölümlerde oldukça objektif bir bakış içinde sunup cidden sert eleştirilerde bulunuyor. Kötülük ve iyilik kavramlarını, son derece estetik felsefik metaforlara alt metne büründürmesi de okuma zevkini inanılmaz eğlenceli kılıyor. Fakat, başlardaki objektif bakış açısını ilerleyen bölümlerde koruyamıyor ve son derece saldırgan bir dile ve taraflı bir anlatıma girmesi beni ilerleyen bölümde başlarda aldığım keyfe ket vurdu. Sonuç : Hannah Arendt, Holocaust ve Nazi Almanyası baş kahramanlarından Eichmann'ın 1961'de yürütülen davasından yola çıkarak hem Eichmann'ın hem de Nazi Almanyasının psikolojik haritasını son derece düşündürüce şekilde okura sunuyor. Döneme karşı ilginiz varsa kesinlike okumanızı öneririm. İyi okumalar! 10/7
Kötülüğün Sıradanlığı
Kötülüğün SıradanlığıHannah Arendt · Metis Yayınları · 2022710 okunma
320 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
70 günde okudu
Kötülük bu kadar sıradan mı? Kitabı iki ay sonra bitirebildim. Ama iyi ki okumuşum diyorum. Nazi Almanyasında yaşanan süreci anlatıyor. Aslında tek derdi mevkii edinmeye çalışan ve bu uğurda yazarın tabiri ile "ne yaptığını hiç farketmemiş" olan, yaptığı iş Yahudileri, Çingeneleri kısaca Saf Alman olmayan herkesi sınırdışı yada sınır içi
Kötülüğün Sıradanlığı
Kötülüğün SıradanlığıHannah Arendt · Metis Yayınları · 2022710 okunma
320 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Benim için faydalı bir okuma oldu. Tüm okurlara tavsiye ederim. İncelememe Saime Tuğrul'un "Ebedi Kutsal Ezeli Kurban" adlı kitabından alıntı yaparak başlamak isterim. "Batı demokrasilerinde, "lnsan Hayatı" kutsaldır; artık yalın bir canlı olarak hakları mevcuttur (lnsan Hakları Bildirgesi, bizzat insanın bir canlı olarak hakları olduğunu belirtir). Ancak, hakların tanınması, her canlı insanın haklarını kullanabilmesi ya da özgürlüğüne sahip olması demek değildir; kendine benzeyeni özne olarak değerlendirdiği ölçüde o insanda kendi kutsal haklarını da görebilen modern insan, nesnelleştirdiği diğerlerini kendi haklarını korumak pahasına feda edebilir" Hannah Arendt okumam da, kötülüğün gerçekten sıradanlaşabileceğini, sıradan insanların da çok kolay kötüleşebileceğini ve kötülüğe yol açabileceğini gördüm. Aklını kullanmayan ve vicdan muhasebesi yapmayan bir kitlenin, kötülüğün farkına bile varamayacağını gördüm. Tüm bunları Adolf Eichmann'ın yargılanma süreci üzerinden anlatıyor. Soykırımın nasıl bir insanlık suçu olduğunu ve tehcir edilmenin nasıl bir haksızlık olduğunu, bu haksızlığa mağruz kalanların sahipsiz olduğu durumlarda nasıl bir refleks gösterdiklerini anlatırken, Türkiye'nin ermeni politikasının mimarı olan Talat Paşa'nın Berlin de vurulmasını, vuran şahsın hangi psikolojik durum göstererek vurduğuna da kısaca değiniyor. Dönemin Avrupa halklarının duyarsızlığını, (İskandinav ülkeleri hariç) insani açıdan ne ölçüde bittiklerini de ortaya koyuyor. Yahudi cemaatleri ve konsey üyelerinin para ve rahat karşılığında suça nasıl ortaklık ettiklerini de gözler önüne seriyor...
Kötülüğün Sıradanlığı
Kötülüğün SıradanlığıHannah Arendt · Metis Yayınları · 2022710 okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"Korkunç, fikre ve zikre direnen kötülüğün sıradanlığı"
Adolf Eichmann, Nazi Almanyasında milyonlarca Yahudiyi toplama kamplarına, ölüme göndermekten sorumlu olarak ve bunun gibi bir sürü suçlamayla, 1960 yılında İsrail devlet ajanları tarafından Arjantin'de yakalanarak Kudüs'e getirilir. Ve yargı süreci başlar. Hannah Arendt'in bu yargı sürecini incelediği kitabında bize anlatmak istediği şey oldukça açık aslında: Adolf Eichmann'a karşı yapılan suçlamalara bakınca hepimizin aklında sadist bir canavar, psikolojik sorunları olan biri canlanıyor. Çünkü bu kadar faşist bir kişiyi baska şekilde tarif edemiyoruz zihnimizde. Ama gerçekte Eichmann'ın Yahudilerle kişisel sorunu olmayan, hatta bazı çok sevdiği Yahudi arkadaşları ve akrabaları bulunan, terfi etmekten başka bir şey düşünmeyen, savaş sırasında Bratislava'da İçişleri başkanı ile bowling oynamaya giden, hafızası da pek iyi olmayan biri olduğunu görüyoruz. Yani NORMAL biri. Çevremizde gördüğümüz sıradan insanlar ve bizler kadar NORMAL. İşte Arendt kitabında otoriteye kör itaatin, yaptığı şeyleri ve kendinden istenenleri sorgulamayacak kadar düşünme yetisini kaybetmiş birinin rahatlıkla soykırımın mimarı konumuna gelebileceğini gösteriyor. Bizlerin de sadece susarak nelere sebep olabileceğimizi ve suçlu konumuna rahatlıkla gelebileceğimizi gösteren ve konusu bakımından oldukça önemli ve çarpıcı bir kitap. Kitabı okuduktan sonra soykırım sürecinin nasıl işlediğini ve bir çok baksa detayı da daha iyi öğrenmiş oluyoruz.
Kötülüğün Sıradanlığı
Kötülüğün SıradanlığıHannah Arendt · Metis Yayınları · 2022710 okunma
Reklam
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.