22.04.2024
Son günlerde çok sorguluyorum yaşamı, yaşamımı. Sanki ucunda yaşamı tuttuğum ipleri el birliğiyle kesivermiş birileri. Bazen geçmiş kör bir makastan bile keskin olup şimdiyle kurduğumuz o bağı koparabiliyor. Çünkü geçmiş belki de hiç geçmemiş. Affetmek, unutmak, intikam almak... Bunların hepsi birer seçenek. Peki ya geri dönebilmek hayata? Yeniden şimdide yaşabilmek... Mümkün mü bilmiyorum ama unutmak yalan, affetmek imkânsız, intikam zor...
Acı ise çok gerçek.
Ve belki de hiç geçmeyecek.
Onda gördüm ben en çok geçmişin izlerini.
Yüzündeki gülümsemenin aksine içindeki acıyı haykıran gözleri. Güçlü durmak ise onun kostümü her gün üzerine giyindiği. Yorgun o da benim gibi.
Bir kitapta kitabın ana karakterleri arasında şu şekilde bir konuşma geçiyordu:
—Belki bir gün biz de birer kahraman olabiliriz değil mi?
—Birbirimizin ruhlarını kurtarırsak neden olmasın?
Beni kapısında bıraktın kalbinin ama belki bir gün biri o kapıdan girebilir ve ulaşır kalbinin derinliklerine. Umarım ki kurtarır içindeki o güzel ruhu.
İşte o zaman ziyan etme başka bir sevgiyi daha. Bulamazsın sonra bir daha.
Kübra F. Demir