Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
sefaletin temeli insanların pratik aklı uygulamada eşit bir beceriye sahip ve aynı seviyede olmamalarıdır bunun neticesi olarak çoğunluk zahmetler altında boğaz tokluğuna hatta yarı aç çalışıyor şimdiye kadar ortaya atılan sosyalist kurumlarla bu durumun ortadan kaldırılması mümkün değil çoğu mazlumun avukatı olmak davasında bulunanlar yeni bir çapulculuk icadından başka bir şey yapmadılar öyle ya onlarda hallerini eleştirdikleri devrin ileri gelenlerinden farklı değiller mükemmel konaklarda rahat ve saadet içinde oturup çoğunluk olan Sefiller hakkında ağıtlar yazmak ve bu sayede mevki kazanmak sefillerle iğrenç bir olaydır.
Sayfa 148Kitabı okudu
200 syf.
10/10 puan verdi
Ucunda Ölüm Var
Ağıtçılık... Kökeni Sümerlere dayanan bir gelenek. Ölenlerin, bilhassa genç ölenlerin ardından duyulan acıyı dile getirmenin en hüzünlü şekli. Ölen kişinin gençliği, güzelliği, iyilikleri, sevdikleri, hevesleri, sevdaları ve geride bıraktıkları ilmik ilmik işlenir ağıtlara. Tefekkür ile yas ve keder, dizelere nakşedilir bir nevi.. İnsanlığın var
Ucunda Ölüm Var
Ucunda Ölüm VarKemal Varol · İletişim Yayınları · 20161,889 okunma
Reklam
87 syf.
9/10 puan verdi
Bekir Yıldız uzun zamandır okuyacak olduğum yazarlar arasındaydı ama bir türlü denk getiremedim. Okunacak o kadar yazar ve kitap var ki bazılarına hep geç kalacağız. Bekir Yıldız'da öyle bir isim oldu benim için. Osman Şahin bir denemesinde Bekir Yıldız için hikâyelerinde Güneydoğu insanını çok iyi işlediğini belirtmiş ve Toplumcu Gerçekçi yönüne
Demir Bebek
Demir BebekBekir Yıldız · Cem Yayınevi · 199581 okunma
Reşit Paşa, İngiliz yanlısı hükümdar İbn-i Suud’un tarafına geçerek Osmanlı’nın Yemen’de ki felaketine sebep olmuştur. Teşkilat-ı Mahsusa mensubu olan Reşit Paşa bu işi kasten yapmıştır. Huş cebellerinde arkadan vurulan Osmanlı askerleri kalleşçe şehit edilmiş, adeta imha edilmiştir. Milletimiz “giden gelmiyor, acep ne iştir?...” diyerek ağıtlar yakmış, ama bir paşanın ihaneti işte böyle bir iştir, diyecek bilgiye ulaşamamıştır. Şarkının aslı da şöyledir. “Orası Huş’dur, yolu yokuştur..”
Makam-ı Huzur
Makam-ı huzuruna geldim ey sevgili Al kabul eyle beni dergah-ı kalbine Sevdalardan yorulmuş bedenim Kalbi nara ulaştır beni Hiçbir yürek görmemiş olsun Bende yaktığın ateşi Ağıtlar yaksın ozanlar Şiirler yazsın şairler Bebekler bu aşkı dinleyerek büyüsün Pişman et beni senden öncesine Yansın kalbim alev alev İbrahim ateşine
Günaydın
GERÇEK HAYALLERİM Sabah sabah doğrulurum yataktan Saray Bosna, Bihaç düşer aklıma Kanlı, kirli bir haç düşer aklıma Haritaya bakar bakar yanarım. Uğuldayan sesler gelir uzaktan
Reklam
son ya da b a ş l a n g ı ç *
devinimin olduğu yerde ışık, ışığın olduğu yerde kaçınılmaz biçimde gölge vardır. hayat ışıkla mümkünse de, hayatın anlamı gölgelerde saklı durur. zamanın ölü doğmuş çocuklarını görürsünüz karaltıların içinde. sözcükler, suskunluklar, şarkılar, ağıtlar, yeminler, ihanetler, kahkahalar, gözyaşları, sevinçler, hayal kırıklıkları ve yüzler.. en çok da yüzler. neden söz ettiğimi biliyorsunuz. bütün aşklar küllenir, bütün babalar ölür, bütün hikâyeler biter. birinin yıkıntıların nöbetini tutması gerekir; işte o yüzden, biri hariç, bütün çocuklar büyür.
417 öğeden 271 ile 280 arasındakiler gösteriliyor.