Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
teselli ..
Ah'tan hú'ya geçemeyen âşıklara gelince. Onlar arafta dolaşan ruhlar gibi, âh'tan geçmiş ama hu'ya varamamışlardır. Onlardan geriye bir kuru âh kalmıştır. Bir de bir teselli: Bu da geçer ya Hû! Diyor ya şâir: Ah efendim bir bilsen hâlimi Bir de. Bütün mezar taşlarında istisnasız ya Âh ölüm Hüvel-baki vardır.
Sayfa 81 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Hû, Arapça'daki hüve'dir. Hüve, O demektir. Ene: Ben. Ente: Sen. Hüve: O. Ben ve sen, ayrılığı işaret eder, fark makamı. Ama hüve, cem makamıdır. Orada sen ve ben, ayrılık gayrilik kalkar ortadan. Bir tek O kalır. Bu yüzden âh fark makamı ama hû cem makamı, tecelli ânıdır. Aşık orada, geçebilmişse eğer, âh'tan hû'ya geçmiştir. Yağından sonra, bizatihi kendini yakarak ışık saçan kandil de tükenmiştir.
Sayfa 81 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ah'tan hû'ya geçilir.
İşte âşıkın bir he nefesinden, bir soluktan, bir çırpınıştan ibaret kaldığı anda âh'tan hû'ya yol açılır, hû yangını eğer başlarsa orada başlar. En az dört elif miktarı çekilen âh, güzel he ile son bulur eski yazıda. Hû da aynı güzel he ile başlar. Bir nefeste âh, hû'ya dönüşür. Ah'tan hû'ya geçilir. He o nefestir.
Sayfa 80 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Âh'ın ateşi ..
Âh mine'l-aşki ve hâlâtihi der Şeyh Galib. Aşktan ve onun hâllerinden âh eder. Çünkü hararet kalbini yakmıştır. Necati, âh'ının kıvılcımlarının döne döne yükselip güneşi tutuşturduğunu iddia eder. Fuzuli'ye göre sema, âşıkların ciğerinden kopan nefeslerin hararetiyle dönmeye başlamıştır. Öyleyse dönen göklerin sırrı âşıkların ah'ındadır, bir bakıma evren âşıkların yüzü suyu hürmetine vardır. Necip Fazıl da her şeyin âh ve dua üzerinde döndüğunu işaret eder. Dua da âh'tan başka bir şey değildir zaten. Nihayetin de Kerem'i yakıp kül eden de, keşiş kızı Aslı'ya en yakın olduğu anda dahi ona bir turlu kavuşamamaktan doğan ah'ının ateşidir.
Sayfa 80 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Âh kapısının önüne gelip dayanan beniademe, âh sahibine, ancak ürküntüyle karışık bir saygıyla bakılır. Mademki nefes madde ile mananın kaynaştığı yerdir, bir yanıyla fiziksel gerçekliği vardır onun bir yanıyla serapa ruhtur, mademki bir mazlum âh çektiğinde evren titrer.. Âh çeken bir mazlumun alacağı o kadar büyük, hesabı o kadar derindir ki kendi evreninin sınırlarını çatlatarak bütün bir evreni teshir eder bu nefes.
Sayfa 80 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Âh eden âşık'ın niyazla da olsa nazla da olsa iltica ettiği yegâne makam Allah'tır. Âşık'ın zikri; "Allah!" diye başlar, "Allah!" nidalarının sonundaki âh hecesinin üzerinde kısalır ve derinleşir. Sonunda âh'ın elifi de kalkar ortadan. Bir nefes halinde sadece he vurgusu kalır. Âşık, ünlemini kaybeder, bir nefesten ibaret kalır.
Sayfa 80 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Söylenecek söz bittiğinde başlar âh.
Sayfa 79 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
İlk bakışta yüce merhametle bağdaşmaz yaralar, sınanışlar, tükenişler var. Sorgular var sualler var. İnsanız âh, bir görsek ki "içinden nehirler kaynayan taşlar" var.
Sayfa 44 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Sadece, Rabbim sen en iyisini bilirsin, dedi. Sen en iyisini bilirsin ve böyle olduysa, böyle olması gerekiyor demektir. Sana teslimim. İçimden bir ah yükseliyorsa gökyüzünün katlarına, âhımın bir yüzü ne kadar şikâyete baksa da, sana bakan yüzüyle âhım bir şükür hükmündedir.
Sayfa 153
Dadıcığım, dedi Züleyha, bir bilsen dün gece ben. Dadısı Züleyha'nın yüzüne bir kez daha baktı. Dün gece ben düşümde, ayın tam on dördünde ve çöllerde... Âh, dedi dadı, benim kızım Mısr'ın en güzeli, sen anlat yine de, içinde kalmasın. Ama şu gözlerinde açan yıldız, şu tenine konan çiçek, ben çoktan anladım.
Reklam
Bir kalp ağrısı, bir önsezi. Biraz daha sıkışsa göğsünün sol tarafı, bir ah bile çıkacak değil, öyle bir acı ki!
Ah...
"Ey sıkıntı şiddetlen, nasılsa geçeceksin."
Sayfa 302 - TimaşKitabı okudu
Ah Piraye….
“Gösterişli incilerden bezenmis kolyesi kopmuş, dagilmisti. Eksik parçalarından elinde kalan birkaç adet inci ve ince bir ipti artik. Birlestirmeye başlasa eskisinden daha kisa ve özensiz olacaktı.”
Sayfa 34
Rüyalarını ah, hep dilsiz cellâtlar ikiye bölmüştü.
Bir âh çekip de derûndan kalbimde buluverdiğim Gül-i siyâha Bismillah!
Sayfa 177
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.