Şair Deniz İnan’ın " Karşı evin annesi "
isimli şiiri 2019 yılında Avrupa ’da en iyi
Türk Şiiri ödülünü almıştır.
KARŞI EVİN ANNESİ
Sen iki ters bir düz kırgınlıklar örerken beş numara şişle
Yumuşacık kakaolu kekler yapardı karşı evin annesi
İmrenirdim
Mutfağındaki eksik malzemeden bihaber
Tepeleme dolu kızgınlıklar yüklerdim
🇵🇸
"Ey şanlı ordu!
Ey Kassam ordusu!
Emin adımlarla yürütsün sizi Azim olan Allah.
Sizinle gurur duyuyor İslam alemi,
Gazze'nin, Filistinli bir babanın, annenin, çocuğun en büyük gururusun.
Tüm dünya çocuklarının tek ve gerçek Kahramanı sizlersiniz, yalan oldu artık tüm sahtekarlar. Çocuklar kırmızı kefiyeh takan birini görünce Ebu
Video: youtu.be/S9_Q-Xntqrk
Bakiye.
Kemal Varol'dan okuduğum 3. kitap.
Bakiye, 188 sayfalık bir şiir kitabıdır.
Kitapta; acı, aşk, baba, çocuk, dünya, erkek, gurbet, hüzün, insan,
ıstırap, kadın, Özlem, tren, veda, yalnızlık ve yas gibi temalarda iyi şiirler yer alıyor. Kitap, baba temalı uzun bir şiirle başlıyor. Beyit, dörtlük
-RESULULLAHLA BENİM ARAMDAKİ FARKLAR-
Resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim.
Resulullah yolda Ebu Bekir'i görse "Es Selamu Aleyküm Ya Sıddık" derdi,
Ben yolda Ebu Bekir'i görsem tanımam. Resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım.
Ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem
Gırtlağından
Ete elini sürmez ve sebzeden başka bir şey sevmediğine, etli yağlı besinlerin kendisine kesinlikle yasaklandığına yeminler ederdi.
Birgün, masadan kalkıp, bir bardak su içmek için mutfağa gittim.
Annem, bir tabureye oturmuş, dizlerinin üstüne de az önce içinde bana biftek pişirdiği tavayı almıştı. Kocaman kocaman ekmek parçalarını tavaya bastırıyor, biftek kızartmak için kullandığı yağın arta kalanını, büyük bir özen ve zevkle sıyırıyordu. Beni görür görmez tavayı örtünün altına gizlemeye çalıştı ama, o bir an, annemin uyguladığını ileri sürdüğü sebze rejiminin ne menem bir şey olduğunu bana göstermeye yetmişti.
Bahar erken gelir İzmir’e. Sıcacık bir diriliş arzusu kaplar her köşeyi. Denizi hiç mavisini yitirmez. Sevindirmek ister konuğunu. Bu şehrin de kalbi var; evet. Hiç kalpsiz olur mu şehir? Umulmadık yerlerde duyurur nabzını. Mesela ne vakit Konak’tan denize doğru eğilsem bir Attila İlhan fısıltısı duyarım: “Ben sana mecburum, bilemezsin.” Ne vakit