Bir Roman Sayfasında Kaldım
Herkesin bir roman sayfasında kalmışlığı vardır. O sayfalardaki akışı değiştirmek isteyişi ama mümkün olmadığını anlamasıyla tekrar üzülüşü... Benim de Toprak Ana romanında Mayselbek'in tren istasyonunda umutla bekleyişim var ve sonraki olanları silip silip tekrar yazasım. Ama ne çare... O tren hızla geçiyor, Mayselbek bir anlık görünüyor annesine ve yengesine. Tren ardından koşmalar beyhude. Onun ardından derin sessizlik, bir asker kepi ve Mayselbek'in 'anaaa, Alimaaan' diye bağırışının yankısı... Yıllar sonra sadece iki saniyelik bir görünme ve bir daha görünmemek üzere raylar arasında kaybolma. Anası kadar ben de üzüldüm. Ben de donmuş raylara sarıldım ve Mayselbek için ağladım. "Bir öğretmen olmak istiyordum. Ama beyaz tebeşir ve cetvel yerine elime asker tüfeği almak zorunda kaldim." diye yazmıştı mektubunda. Daha öğrencileriyle buluşmadan cephede buldu kendini. Ahh Mayselbek, ah umutlar... Bu savaşlar hepinizi söndürdü bir mum gibi. Sizin haberiniz olmadan başlayan ve sizin hiç bir suçunuzun olmadığı o savaşlar. Mayselbek gibilerin günümüzde aynı akıbete uğramaması temennim. O tren raylarına analar bir daha sarılmasın, hatıra olarak elde sadece bir asker kepi kalmasın. Savaşlar hele, bir daha hiç olmasın.
Fikri, İrfanı, Vicdanı Hür Şair Tevfik Fikret
Sen olmasan… Seni bir dakka görmesem yahut, Bilir misin ne olur? Şu gök, güneş ebediyyen kapansa, belki vücut Soğuk geceyle uyuşmak yolunda çare arar Ve bulur; Fakat karanlığa mümkün müdür alıştırmak Bütün güneşle ve göklerle beslenen rûhu, Bu vurduğun rûhu?.. Sen olmasan… Seni bulmak hayali kaybolsa, Yaşar mıyım dersin? Söner yok olmana bir an inanmış olsa hayal; Soğur, donar, kırılır senden ayrılınca bakış Ne hazin Gelir hayat o zaman hem vücuda, hem ruha, Yaşar mıyız seni kaybetsek ah, ben, kalbim, Bu mustarip kalbim? Sen olmasan… Bu en içten bir itiraf işte : Sen olmasan yaşamam : Seninle bağlarımız hoş bir uzlaşım, işte; Fakat bu bağ geri kalmaz ki ruhu ezmekten. Akşam Guruba karşı düşündüm sükûn içinde bunu : Fena değil sevişip ağlamak, fakat yaşamak Değer mi gözyaşına!..
Reklam
Aysun Öğretmen..
youtu.be/7yQI2mUX7Rc "Ah! Annem hiç bu kadar mesut olmamıştım.." "Bende kızım." "Dikkat et kızım olur mu, öğrencilerini; benim, seni sevdiğim gibi sev kızım." "Elbette ki, onlar benim kuzularım," "keşke babam yaşadaydı anne, bu günleri görseydi." "Görüyordur bitanem
Susmak Kadar Eski-Eksik
Sayfalarca şiir yazasım var, Sana değil.. Asla! Beni anlayabilen sayfalara Mesela şu ucu kopmuş müsvette bile. Tam olan neyi var insanın,
Şeytan da ukalaları sever
İzleyenler anımsayacaktır. 'Gerçek bir hikâyeden esinlenilmiş' Sonsuzluk Teorisi filminde şöyle bir diyalog vardı: Hindistanlı dâhi matematikçi Srinivasa Ramanujan öğretmeni Prof. Hardy'e soruyordu: "Hava güneşliyken neden şemsiye taşıyorsunuz?" Öğretmeninin cevabı şöyleydi: "Yağmur yağmasın diye. Ben şemsiye taşırsam yağmur yağmaz.
EN ESKI YAZILARIM 1.
Saçmasında vurulduğun mazi namın olur Denizinde sarıldığın sinsi ahın olur Fırtınasında savrulduğun serseri zamanın Toprağında kuruduğun mezarın olur 
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.