Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şu ölçüde bir kuşkuyu: "İnsan" denilen hayvan, "kasıtlı", "ihmal sonucu", "kazarâ", "ceza sorumluluğuna sahip" kav- ramları ve bunların zıt anlamlıları arasında çok daha ilkel bir ayırım yapmaya, böylece de cezaları belirlemeye başlamazdan önce, gerçekten de insan olmanın yüksek bir basamağına erişilmeliydi. Şimdilerde, öylesine belirgin, görünüşte öylesine doğal, hatta öylesine kaçınılmaz, adalet duygumuzun yeryüzünde nasıl ortaya çıktığını açıklamaya yarayan şu düşünce, hani, "suçlu cezayı haketmiştir, çünkü başka türlü davranabilirdi" diyen, gerçekten de, insanın yargılanmasının ve akıl yürütmesinin son derece gecikmiş ince bir biçimidir; kim bu düşünceyi yanlış yere başlangıca koyarsa, daha ilkel insan psikolojisini kaba biçimde yanlış anlamaktan suçlu olur.
"Biz zayıflar, zayıfız birkez; yeterince güçlü olmadığımız şeyler için, birşey yapmamak iyidir"; oysa bu sert bir olgudur, en düşük düzeyde bir kurnazlık, böceklerde bile bulunan (büyük tehlikeler karşısında ölü taklidiyle "çok az şey" yapan), güçsüzlüğün kalpazanlığı ve kendini aldatması sayesinde, sessiz, sonuna râzı, vazgeçme erdemi kılığına bürünür, sanki kendisi zayıfın zayıflığıyımış gibi yani, özleri, etkile- ri, bütün, biricik kaçınılmaz, yeri değiştirilemez gerçeklik gönüllü bir başarı, istenmiş seçilmiş, bir eylem, bir kazançmış gibi. Bu çeşit insanın, her yalanı mübah sayan, kendini koruma ve kendini ileri sürme içgüdülerinden kaynaklanmış, kayıtsız, bağımsız bir "özne"ye gereksinimi vardır.
Reklam
Elbette,her şeyden önce,gerekli olan bir şey var.Okuma bir sanat olarak denenecekse,bugünlerde,en fazla unutulan bir şey.
Reklam
Yaşamın özü değer koymadır.Değer koyarak yaratıyoruz dünyayı.
İnsana bakmak yoruyor artık-bugün nihilizm bu değilse başka nedir ki? İnsan yorgunuyuz...
Reklam
Ahlakta köle başkaldırısı, hıncın yaratıcı hale gelmesi ve değerler üretmesiyle başlar: ...
Politik üstünlük kavramının, ayrışarak hep bir ruh üstünlüğü kavramına dönüşmesi kuralı için, en üst sınıfın aynı zamanda ruhban sınıf olması ve kendi bütününü tanımlamak için ruhbanî işlevlerini çağrıştıran bir sıfat yeğlemesi (istisnalara yol açacak nedenler olsa da) ilk başta henüz bir istisna oluşturmaz.
Almancamızdaki “Gut” (iyi) sözcüğü de, “tanrısal olan”, “tanrı soyundan gelen” adam anlamına gelmiyor muydu ve Got halkının (başlangıçta da Got aristokrasisinin) adıyla özdeş değil miydi?
Kendimizi bilmeye gelince, “bilenler” değiliz biz…
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.