Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Senin yanında olmanın, sana merhaba, nasılsın demenin, her an bir arzunu beklemenin sonsuz saadetini, sonsuz hazzını, böylece eşşekliğimden, yaraladım. Yine affet, başka türlü kalamazdım. Kendi başıma bulacağım iş, tavizler, alçalmalar karşılığı olacaktı ki buna sen çok kızardın. Belki de beni öldürürdün. Küçüğüm, korkunç dâhim, sevgilim, senin istediğin gibi de olsam, kayıtsız şartsız kölen de olsam, daima asıl sen beni affedeceksin. Affetmeye çalış. Cihan insanları içinde, en güzel, en iyi ve en namuslu sensin. Buna inan. Ahmet Arif, böyle söyler... Doğrudur...
Bu işte, yani ölümünde, senin hiçbir -ama hiçbirgünahın, kusurun ve hatân yok. Onu, cemiyetimizin rezil ve taşlaşmış kayıtsızlığı, sağırlığı, korkaklığı, berbat şarapları, her biri korkunç birer zehir olan Şark yemekleri öldürdü. Türkiye’de vasati yaş 28’dir. Düşün o 50 yıl yaşadı. Yine de iyi. Son günlerde onu ayakta tutan bendim. Övünme şeklinde
Reklam
“Elveda İstanbul! Elveda Boğaziçi’m. En mutlu bir anda seninle vedalaşmaya geldim. Beni anlayacağını ümit ediyorum. Elveda Yeniköy, Tarabya. Elveda gençliğim. Boğaziçi’nin balıkları elveda... Taşlarını tek tek tanıdığım ‘dünyanın en büyük’ caddesi elveda. Narmanlı Yurdu yine görüşmek üzere. Sansaryan Han/sidik kokularını al/ve başına çal.