Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hâlbuki fecir saati, Müslüman için rüyasız bir uykunun nihayeti ve yıkanma, ibadet, neşe ve ümidin başlangıcıdır.
Unutulan eski saatler içinde eksikliği en ziyade hasretle tahattur edilen saat akşamın on ikisidir. Artık “on iki” solgun yeşil sema altında, ilk yıldıza karşı müezzinin müslümanlara hitap ettiği, sokakların lâcivert bir sisle kaplandığı, ışıkların yandığı, sinilerin kurulduğu ve yarasaların mahzenlerden çıkıp uçuştuğu o müessir ve titrek saat değildir.
Reklam
Yeni “ölçü” bir zelzele gibi, zaman manzaralarını etrafımızda zîr ü zeber ederek, eski “gün”ün bütün sedlerini harap etti ve geceyi gündüze katarak saadeti az, meşakkati çok, uzun, bulanık renkte bir yeni “gün” vücuda getirdi. Bu Müslümanın eski mesut günü değil, bedmestleri, evsizleri, hırsızları ve katilleri çok ve yeraltında mümkün olduğu kadar fazla çalıştırılacak köleleri sayısız olan büyük medeniyetlerin acı ve nihayetsiz günüdür.
Ziyada başlayıp ziyada biten, on iki saatlik, kısa, hafif, yaşanması kolay bir günümüz vardı. Müslümanın mesut olduğu günler, işte bu günlerdi; şerefli günlerin vakayiini bu saatlerle ölçtüler.
Reklam
Karşımda deniz... Göklerin altında gezindim.
Sayfa 87 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Yine kış, yine kış, Bütün emelleri bir ağlayan duman sarmış...
Sayfa 73 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Sen ve ben Ve deniz
Sayfa 63 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Yollar, Ah ey kimsesiz giden yollar
Sayfa 57 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Neden bu korku, neden analizin bu cûş u hurûş?
Sayfa 47 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak... Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta, Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta... Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisân-ı hafîdir ki rûha dolmakta Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
İlk modern şairimiz de (Ahmet Haşim'le birlikte) odur. Ayrıca Yahya Kemal tensel, erotik temaları şiirimize ilk getiren sanatçıdır. Bugünkü Türkçenin bazı noktalarda billurlaşması Yahya Kemal'i 'hazla' eskitiyor; ama bu arada, onun üzerindeki etkilerin daha belirgin bir biçimde ortaya çıkmasına da yardımcı oluyor. Söz gelimi Çin Kasesi'nde Beaudelaire'in bazı şiirlerini, bu arada Yolculuğa Çağrı'sını bulurdum. Değil.  Theodore de Banville var o şiirde. ikincil şiirlerin etkileri daha çok Yahya Kemal'de. Mallarme değil de Musset söz gelimi. Ancak, asıl Yahya Kemal, o etkilerin aşıldığı ve iyice görünmez olduğu yerde başlar.  Getirdiği gür ve bakımlı şiirle Yahya Kemal  çağdaşımız ve ağabeyimizdir. Kendi yazdığı dönemdeki, kendinden hemen önceki ve hemen sonraki sanatçıların çok büyük bir bölüğünü etkilemiştir. Hiçbir sanatçı onun şiirine kayıtsız kalmadı. 1967'de, Papirüs'te, Nazım Hikmet üzerine yazdığım yazıda onu etkileyen Türk şairlerini saymak istemiş, fazla bir kaynak bulamamıştım. Bir gün Memet Fuat'a rastladım. "Yahya Kemal'i unutmuşsun," dedi.
Ahmet Haşim'le Abdülhak Şinasi Hisar, edebiyat dünyasında dost olarak kalmış nadir isimlerdendir. Her ikisi de naif, kırılgan ve hassas olan bu edipler, Mekteb-i Sultani'de birlikte okurlar, lise yıllarından itibaren de dostlukları daim kalır. Öğrencilik yıllarında Ahmet Haşim'e “Şair Hâşim” dendiğini söyleyen Abdülhak Şinasi, Şi'r-i Kamer'den bazı mısraları okur okumaz ona bağlanır. O yıllarda Şi'r-i Kamer'in birçok mısraını ezbere bilir, rüyalarında bile “Bir bülbül-i âvâre melâl-i şebe ağlar” mısraını duyar.*3 En sevdiği şairlerden Abdülhak Hamid ve Yahya Kemal'in yanına onu da ekler. Abdülhak Şinasi, “Bendeki şiir muhabbeti zavallı arkadaşımın hayatı boyunca bütün titizliklerine sabretmeye kâfi geldi ve o da hemen bütün başkalarına gösterdiği ünüf ve şiddet karşısında bana hiçbir infial göstermedi,” der.“ Ancak, dostluklarının hiçbir tehlikeye maruz kalmadan devam etmesini bir tür mucize olarak görmekten de geri kalmaz.” O, hatıralarından yola çıkarak bu “mucize dostlugu” ölümsüzleştirdiği bir de Ahmet Haşim kitabı kaleme alır,
Sayfa 344Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.