Ahmet Efendi’nin vefatından sonra
Aliye Hanım bize anlatırdı:
“ Bu gece Ahmet efendi yine geldi. Pencerenin önünde durup hadi seni bekliyorum teheccüde kalkmadın mı halâ?” dedi. Biz bunu duyunca haliyle korkardık. Aliye Hanıma sen korkmuyor musun derdik. O da: “Hayır, neden korkayım zaten o benim yanımdaydı. derdi”.
“ Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz,
nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz.”
Hadis-i Şerifine mazhar olduğunu
bunları duyunca anlamış olduk.
Son dönemde okuyup da kendimi onda bulduğum çok nadir eser var: Kuşlar Yasına Gider gibi. Babayla sözsüz iletişim, ailedeki hastalıklar, gurbetteki oğul, türkülere sevdalı bir gönül, yolculuklarla türküler arasındaki ilişki, her şeyden önce Ege coğrafyası ve kültürü, kasabaları, köyleri hepsi aşina… Ege’den İç Anadolu'ya ıssız bozkırdaki
Zil çalıp da anadili Kürtçe olan çocukların hayatlarında ilk defa Türkçe konuşmak zorunda oldukları...
Grup1: HİC TÜRKÇE BİLMEDEN OKULA BAŞLAMAK VE BİLMEDİĞİ DİLDE EĞİTİM ALMAK
mülakat yapılan kişilerin hepsi , ilk okula başladıklarında ancak tek tük Türkçe kelime bildiklerini ve bildikleri kelimelerin de anlamlarından tam emin olmadıklarını