Etrafımızdakilere bakalım derken kendimi kaybetmişiz. Başkalarıyla liglenelim derken geride bırakmışız benliğimizi. Taklit etmeyi örnek almak zannetmişiz. Yoldaki taşları sektirerek giderken hangi yolda gittiğimizi unutmuşuz. Kendimizi doyururken yanımızdakinin aç olduğunu görmezden gelmişiz. Öz Türkçemize yabancı kelimeler sokmayı (selfie, by by vs.) çok bilmek, havalı zannetmişiz. Teknoloji geliştikçe gönlümüzü çöpe atmışız. Fikirlerimiz bencilleştikçe ruhumuzu soldurmuşuz.
Bu kitabı okuduğumda işte bunları anladım ve daha bir çocuğu. Görmezden geldiklerimiz aslında bizi biz yapıyormuş. Boşvermişlerimiz aslında pişmanlıklarımızmış. Farketmeyi bıraktığım şeyleri tekrar farkettirdi bu kitap bana. Daha çok farkındalık yaratmakta ve gerçekten hayatımızda günlük olarak olan şeylerin çoğuna “Aaa!” diyorsunuz.
Bu kitap ilim, irfan, sevgi, saygı, kültürle sizi size getiriyor. Her şeyin çokça geliştiği bu yüzyılda asıl değerlerinizi hatırlatıyor.
Noktalama işaretlerinden tutun çok güzel bir üslubu var, sizinle gönül ilişkisi kuruyor yazar kitapta. Her şeyi özenle birleştirilmiş bir deneme. Okunması gereken kitaplarından birisi. Şiddetle tavsiye ediyorum sizi kendinize getirmesi için. Yazarımızın dediği gibi: “Selam, dua ve muhabbetlerimle...”