Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alp Akay

Alp Akay
@akay
Sıkı Okur
Kutuplaştırıcı, kin ve öfke kusan profilleri takip eden dostlar takip edilmemektedir! Profil rahatsızlık verici veya inançlarınıza aykırı paylaşımlar içerir! Keyifli okumalar!
Proleter anlamda eşitlik, sınıfların ortadan kaldırılmasıyla başlar. Sınıflar ortadan kaldırılmadığı sürece eşitliğin proleter anlamı olamaz.
Reklam
Teori olmadan pratik anlaşılmaz. Pratik ise teorinin en son ve en doğru sınanmasıdır. Bütün bunlar doğru. Ancak bir doğru daha var: Her pratik teori değil. Dahası da var: Her zorunlu ve tarihsel açıdan 'doğru' pratik de teori değil.
Dönüş zamanları güçlüklerin yoğunlaşmaya başladığı zamanlardır. Güçlükler, sınıfsaldır. Güçlükler güçle yenilir. Güçsüzler, güçlükleri yenemezler. Ancak unutmamak gerekir, bilincine varılmamış güç, güçsüzlüktür.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zorunluluk, zorluktur; çünkü körlüktür. Hegel, bilincine varılmamış zorunlulugun körlük olduğunu yazıyor. Bilinç, zorunluluğu özgürlüğe çeviriyor. İhtilalciler, bilinçli kimselerdir . Bu yüzden büyük bir yıkma, değiştirme ve kurma özgürlüğüyle coşkusunu yaşarlar. Her büyük ihtilalde bu yıkma, degiştirme ve kurma özgürlüğüyle coşkusu vardır. Ekim ihtilali'nde de.
Pratik, teori değildir. Teori, tek tek pratikten çok ötedir. Teorinin geçerli sayılabilmesi için kendisine tıpa tıp uyan bir tek pratik bile gerekli değildir. Sosyalizmin zengin dünya pratiğinde, zaman zaman son derece gerekli, politik açıdan vazgeçilmez, tarihsel açıdan inkâr edilemez pratikler olmuştur. Bunlar sosyalizm tarihinin zenginlikleridir. Ancak sosyalistler için, ilk sosyalist iktidarı savunmak ve yaşatmanın en temel görev olduğu zamanlarda bu tekil pratiklerin bazıları “teori" sayılmıştır. Bu da, tekil pratiklerin “teori” sayılması da, inkâr edilemez, değeri küçümsenemez, bir tarihsel zorunluluktur.
Reklam
Faşizmin, Sovyet İktidarında taarruzunun arefesine kadar Trotskiy, bu umutsuzluğunu açığa vurmadı. Ekim Devrimi'ni yapmış, kendisiyle birlikte iç savaşta canını dişine takmış, arkadaşlarının bir bölümünü cephede gömmüş Rusya işçi sınıfına Trotskiy’in güveni yoktu. Trotskiy, başarılı bir ameliyattan sonra elini yıkayıp yeni bir ameliyata kadar piposunu tüttürerek kitap okuyan bir cerrah gibi bekleyecekti. Beklediği zamanın geldiğini düşündüğü anda renkli yaşamı sona erdi.
Yalnız dürüst burjuva tarihçisi E.H. Carr’ı bile ikna edemediği anlaşılıyor. Carr, Trotskiy’in önemli bir niteliğini yakalamış görünüyor. Şöyle: “Trotskiy’in pasifliğinin, kısmen, Stalin'in aşırı bollukta sahip olduğu siyasal duyu ve dirayetten yoksun olmasından ileri geldiği izlenimi güçlüdür. Trotskiy, Lenin'in ortadan çekilmiş olduğu bir zamanda, kendi çaresizliğinin bilincinde olduğu için harekete geçmedi ve hareketsizliği açıklamak için de az veya çok ikna edici nedenler buldu. Carr, gerçekten önemli bir noktaya parmak basıyor.
Sovyetler Birliği'nde Stalin, Trotskiy'i ortadan kaldırmaya değil, Ekim Devrimine inandırmaya çalıştı. Trotskiy, genel olarak, tek ülkede sosyalizme; özel olarak da Sovyet Rusyada oluşan sosyalizme gönül veremedi. Stalin, büyük bir sabır ve aşırı bir umutla, bu renkli kişiyi, bu devrim tutkununu Ekim Devrimi'ne kazanmaya çalıştı.
Robespierre, eski dönemde asalet ve güç işareti sayılan “de” ekini kullanıyor. Rusya'da ihtilâlciler, karnen', taş, veya stal, çelik, gibi sertlik ifade eden kelimelerden Kamenev veya Stalin gibi isim yapıyorlar.
Reklam
Mantık'ta, anlağın (zihnin) bu sınırlandırma işlemine (bilindiği gibi) “analoji” denmektedir. Analoji, benzerliklere dayanılarak sonuç çıkarmaktır. Bir başka deyişle analoji mantığında "benzetmeci düşünüş" söz konusudur.
Sayfa 201Kitabı okudu
Bugüne dek ortaya çıkarılabilmiş tüm (350) sığınak ve mağara arkeolojik yerlerindeki onbinlerce şekilden (yirmisi eksiksiz olmak üzere) ancak yüz kadar (cinsiyeti çoğu örnekte belirsiz) insan resmi ayrımlanabilmiştir.
Sayfa 182Kitabı okudu
Dünyanın dört bir yanındaki kültürlerin karşılaştırmalı dökümünü veren Jacquetta Hawkes'a göre (The Atlas of Early Man, s. 21 de) süslenme kadınlardan çok erkekler arasında yaygındı. Ki bundan “cinsel kültürün” bile bazı alanlarda göreceliği çıkarsanabilir. Bunun yanı sıra takılarla ve beden süsleriyle cinsler ve kişiler arası erk ilişkileri hakkında ipuçları aranabilir.
Sayfa 182Kitabı okudu
İnsan, nesneler (gerçeklik) dünyasında çözümünü bulamadığı sorunlar karşısında, onlara simgeler (düşler) dünyasında çözüm arayarak umudunu kesmeyen bir canlıdır.
Sayfa 179Kitabı okudu
Arkeolojide “venüsler”, mitolojiden esinlenilerek (daha çok Yukarı Paleolitik yer'lerde) bulunan kadın yontucuklarına verilen addır. Bilindiği gibi Venüs, Eski Yunan mitolojisinin Aşk Tanrıçası Afrodit'in (Aphrodite'nin) Latincedeki (Romalı) karşıtıdır.
Sayfa 178Kitabı okudu
14,7bin öğeden 13,4bin ile 13,4bin arasındakiler gösteriliyor.