Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Akinb

Akinb
@akinb
Bir kaç gün sonra İrfan okuldan bir karış suratla geldi. Sınıfındaki yeni arkadaşları, mahalledeki Rumlarla arkadaşlığını derhal kesmesi gerektiğini söylemişti. "Senin kiminle arkadaşlık edeceğine niye karışıyorlar?" diye sordu Veysel Bey. "Çünkü Rumlar Müslümanlara zulüm yapmış," dedi İrfan. "Yapanlar arasında senin arkadaşların var mı?" "Hayır, yok." "Yapanlara engel olmaya çalışmışlar mı?" "Orada değillerdi ki, nasıl durdursunlar?" "Peki sana, 'Oh çok iyi olmuş, ilk fırsatta biz de sana aynısını yapacağız,' dediler mi?" "Hayır demediler." "O zaman arkadaşlığını kesmen için sebep yok değil mi?"
Reklam
Şiirlerimde sen olmadığın zaman Onları neden bitiremiyorum?
Sayfa 192Kitabı okudu
Karşısındaki, suçu onun üzerine atacak en ufak bir imada bulunsa kendinden şüpheye düşer, kendi kendini yer bitirirdi.
Sayfa 191Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İlginin ikiyüzlü olabileceğini daha önce hiç düşünmemişti.
Sayfa 104Kitabı okudu
Viyana'nın meşhur ruh hekimleri açıklasın: Bu perişan insanları hayata sıkı sıkı bağlayan kudret nedir?
Reklam
Sonra uzun yürüyüşlerin ruhunda açılan yaralara iyi geldiğini keşfetti.
bekleyeccek bir şey kalmayana dek beklemek..
Keşke insan türüne ait olmak, o dayanılmaz ve sağır edici gürültüyü de beraberinde getirmeseydi.
En adi işlerde, zehir gibi, zıkkım gibi, Büyür, serpilir bu zindanlarda: İyiliktir insanın içindeki Sararıp solan tek şey burada: Bir soluk cefa tutar kapıları, Keder olur tek Gardiyan
Sayfa 54 - Dedalus YayınlarıKitabı okudu
Kimse bilmez benim bildiğim gibi: çünkü, Birden fazla hayat yaşayanı Birden fazla ölüm bekler.
Sayfa 37 - Dedalus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Uyumak mümkün olmaz ağlarsa O güne kadar ağlamamış olanlar
Sayfa 26 - Dedalus YayınlarıKitabı okudu
Umut dediğimiz duyguda açıklanmaya muhtaç bir tuhaflık olduğunu düşünmüşümdür. 'Bir umuttur yaşamak' gibi laflarla yüceltildiğini görürüz sık sık. Her şeye rağmen umudunu kaybetmeyen karakterlerin hikayelerini izleriz ya da okuruz. Oysa aslında, aklın, geleceğe ait bir olasılığı gerçektekinden farklı algılamasından başka bir şey değildir. Beklediğimiz, arzu ettiğimiz sonucun gerçekleşme olasılığını olduğundan yüksek sanma eğilimindeyiz. Rulet denilen oyunun yeterli zekada ve aklı sağlığı yerinde kabul edilen insanlar tarafından oynanabiliyor olması bile bunun için yeterli bir kanıttır. Peki neden böyle bir şey var? Neden insan, küçük bir olasılığı, sırf gerçekleşmesini çok istediği için, olduğundan büyük görüyor? Bir de adına 'umut' diyerek methiyeler düzüyor? Belki de durum tam olarak böyle değildir. Burada sadece olasılığın büyüklüğü değil ona karşı duyduğumuz istek de denkleme katılmalı. Aslında dikkate almamız gereken bu ikisinin çarpımıdır. Çünkü gerçekçi bir karar verebilmek için, sadece olasılıkları değil onların gerçekleşmesinden beklenen kazançları ve gerçekleşmemesinin getireceği kayıpları dikkate almalıyız.
Sayfa 134Kitabı okudu
Küçüklüğümde sevgi denen şeyin, temelde bir kişisel yarar beklentisi olduğunu keşfetmiştim ve bu bende büyük bir hayal kırıklığını yaratmıştı. Dolaysız görünen sevgiler bile, yeterince kötü niyetliyseniz, bir çıkar hesabıyla ilişkilendirilebiliyordu. Sonradan, bu duyguyu insanın dolaysız ve hesapsızca hissettiği ve bunun altında içgüdüsel bir yarar beklentisi olsa dahi, insanın bunu hesaplayarak sevgi danışı göstermediği kanaatine vardım. Birini seveceğimize karar vermek için bu hesapları yapmıyoruz. Sevgiyi, nedenlerinden ve gerekçelerinden bağımsız değerlendirmek durumundayız, çünkü sevgiye gerekçe bulmaya çalışmak, bizi yanlış yerlere götürebilir. Bu gerekçelerin bulunabilir olması, sevginin samimiyetinden ve güzelliğinden bir şey götürmez.
Bu noktaya varmak için önce şunu kabullenmek gerekiyor: İnsan dediğimiz şey, sizin sandığınız kadar değerli bir şey değildir. Yenileri çok kolay yapılıyor. Siz kendi yavrunuzu en seçkin bireylerden olsun diye el üstünde tutarsınız, kişiliği zedelenmesin diye dünyanın hışmından canla başla korursunuz. Binlerce şey öğretirsiniz, insanlık tarihinden atomaltı parçacıklara. Sosyal olsun, zeki olsun, bilgili olsun, vicdanlı olsun dersiniz. Sonra kulağından birkaç cümle girer ve onu hayvan benzeri bir şeye çeviriverir. Değerli yavrunuz, artık dünyanın sırtında bir yükten başka bir şey değil. En baştan onun o kadar değerli olduğuna inanmasaydınız daha iyi değil miydi?
Fazla düşünmemeye çalışıyorsun, özellikle çelişkiler, paradokslar, dilemmalar falan üzerine düşünmüyorsun. Onlar üzerine düşünmeyi başkalarına bırakıyorsun. Aslında bakarsanız, o kadar da korkunç değil, insanların büyük çoğunluğu, zaten, herhangi bir hastalığı olmadığı halde, tam da bu şekilde yaşıyor.
602 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.