Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Akın
Akın
@akinitoo
Bir millet zenginliğiyle değil; ahlâk değerleriyle ölçülür. -M.K. Atatürk
Güllü dîbâ giydin ammâ korkarım âzâr eder
Nâzenînim sâye-i hâr-ı gül-i dîbâ seni -Nedim
... Sensiz geçen zamân-ı ömrün kazası yok. -Nesimi
Türk Dili ve Edebiyatı 4/4 İKÇÜ
37 okur puanı
Haziran 2023 tarihinde katıldı
120 syf.
8/10 puan verdi
Kitap, Sabriye-Ülfet-Pakize karakterlerinin lezbiyen ilişkileri üzerine kurulmuş.
Kitabı okurken yazıldığı dönemin giyimleri, âdetleri, kısaca kültürleri hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Kitap, bu bağlamda bizi günümüzden 120 yıl öncesine götürüyor.
Yazar, çok fazla kişiliğini belli ediyor eserde. Normalde bu teknik bir kusur kabul edilir fakat hiç de sıkıcı değildi bu araya girmeler. Özellikle Pakize-Ülfet sohbetlerinde sesli güldüğüm kısımlar oldu.
Daha önce A. Rasim'in Meşakk-ı Hayatı'nı okumuştum. H. Ülfet'te bambaşka bir konuyu da başarıyla işlemiş. Dönemine göre böyle bir konuyu işlemesi oldukça değerli...
93 syf.
7/10 puan verdi
Kitap, yaklaşık 22 yıllık evliliğinin eşini kaybetmesiyle bittiği 2 çocuklu bir kadının kumarhanede her şeyini kaybetmiş olan bir adamla olan hikâyesini anlatıyor. Bütün bu olaylar 24 saat içinde geçiyor.
Kadının ismi Mrs C. diye zikrediliyor. Kadın, adamın intiharı düşündüğünü düşünerek hiç tanımadığı bir adamla otelde birlikte oluyor ve adam intihardan vazgeçiyor.
Adam, kadının çocuğu yaşında. Kumarhanede parası bittikçe akrabalarından, dostlarından para ve eşya çalan bir tip.
Kitabın sonunda, bir adamın dış görünüşünden etkilenerek ihtiraslarının peşinden giden kadının uğradığı hüsranı öğreniyoruz.
Kitap eğer mutlu bir sonla bitseydi kitaba puanım 1 olacaktı. Çünkü hiç tanımadığı bir adamla böylesine bir birlikteliğin mutlu bitmesi realist olmazdı.
120 syf.
10/10 puan verdi
Selahattin Enis, benim geç tanıdığım bir yazar oldu. İş Bankası yayınlarından Zaniyeler adında bir kitabı daha var.
Bataklık Çiçeği kitabı, çeşitli hikâyelerden oluşmakta. İş Bankası Türk Edebiyatı Klâsiklerinin son çıkan kitaplarından.
Hikâyeler çok uzun olmamakla birlikte, sonunu merak ettiriyor. Hikâyelerin sonu birden gelişiyor ve genellikle beklenmedik bir sonla bitiyor.
Selahattin Enis'in Natüralizm akımından ve Emile Zola'dan etkilendiği, hikâyelerin içeriklerinden anlaşılıyor. Hayatın gerçekliklerini, ahlâk dışı da olsa, tamamen gözler önüne seriyor.
Ben, bu kitabı oldukça beğendim. Özellikle son hikâyesi olan "Hufre" bence en iyi hikâyeydi. O kadar iyi ve doğru kısımlar vardı ki hepsini tek tek alıntı yapıp yorulmak istemedim. İnsanın varoluştan beri serüvenini özetleyen, doğruları cesurca anlatan harika bir hikâyeydi.
Okur Takip Önerileri
112 syf.
8/10 puan verdi
Yaşar Kemal'in bu seçme öyküleri kesinlikle okunmaya değer. Öykülerde genellikle Çukurova'dan ve oradaki yaşantılar anlatılmakta. Irgatlar, ağalar, sıtma hastalıkları, tarlalar...
Öyküler genellikle dramatik bir şekilde sonlanmakta. Kişilerin tasvirleri başarıyla yapılmış, kişiler arası konuşmalar -argo da dahil- olduğu gibi yansıtılmıştır. Bu durum, okuyucuyu âdetâ öykünün bir parçası yapıyor. Okurken öykülerin sonunu merak edip hızlıca okumak isteyeceksiniz...
En çok beğendiğim öykü "Kalemler" oldu.
Beni en çok etkileyen öykü "Beyaz Pantolon" oldu.
152 syf.
9/10 puan verdi
Kitap, kısaca, ilk insanların evrimini ve serüvenini anlatıyor. Kitapta birçok karakter olup, her karakter yazarın bakış açısına göre isimlendirilmiş. Sarkıkkulak, Kılıçdişli, Kızılgöz, Tezayaklı bunlardan bazıları. Anlatımda kahraman bakış açısı sergilenmesi eseri daha okunabilir kılmış. Oldukça sade ve sürükleyici bir kitap. Kitap hiç bitmeseydi de serüvenler devam etseydi istedim.
Herkesin mutlaka okuması gerektiğini düşündüğüm, okurken okuyucuyu sıkmayacak bir kitap!
48 syf.
10/10 puan verdi
Kitap, 23 yaşındaki Firdevs adındaki güzel bir kadının, zorla amcasının oğlu ile evlenmesinin ardından yaşananları anlatıyor.
Özet
Amcasının oğlu küçük yaşlarda anne ve babasını kaybetmiştir. Firdevs de 17 yaşında annesini kaybeder ve amcasının oğlu ile evlendirilir. Amcasının oğlunun yüzünde çiçek hastalığı vardır. Bu, Firdevs'te iğrençlik ve çirkinlik uyandırır. 4-5 yıllık evliliklerinde hep kocasından iğrenmiştir. Kocası da, kendi hastalığından dolayı, karısına layık olmadığını düşünmekte ve ruhsal bunalımlar yaşamaktadır. Bu iki eş bir gün ayrılırlar ve Firdevs'in yaşayacağı ibret verici şeyler yaşanacaktır...
Kitap, güzel doğa tasvirleri ile baslamakla birlikte, kitapta dram üzerine kurulmuş bir olay örgüsü vardır. Firdevs, eşinden ayrılmakla yanlış bir karar aldığını ve eşinin aslında ne kadar iyi birisi olduğunu anlar. Fakat bunu anladığında artık her şey için çok geçtir...
Kitapta o dönemin yaşayış tarzından bilgiler ediniriz. Evdeki minderler, çarşaflı kadınlar, fesli erkekler... Kitabın ismi, kitabın içeriğine çok uygun düşmektedir: Meşakk-ı Hayat: Hayatın zorlukları, sıkıntıları...
184 syf.
7/10 puan verdi
ÖZET.
Sekiz yaşından beri, yedi senedir sol dizinden hasta olan gencin çocukluğundan beri aşık olduğu kendisinden dört yaş büyük Nüzhet'e duyduğu hissiyat ve hastalıkla boğuşması anlatılıyor. Hasta gencin fiziksel ve ruhsal olarak istirahat etmesini gerektiren dizindeki hastalık, Nüzhet'le arasının açılıp Nüzhet'in başka biriyle nişanlanacak olmasıyla git gide kötüye gider. Genç, hastaneye yatırılır ve pansuman süreci başlar. Kitabın sonunda gencin bacağının kesilmeye gerek kalmadığı, pansumanların işe yaradığı görülür. Nüzhet ise Ragıp'la Perşembe günü nişanlanacaktır.
Kitabın geneli, kitabın baş karakteri "hasta genç" in psikolojik durumlarından oluşuyor. Fazla bir olay örgüsü yok. Hastane kokularının, koridorlarının, seslerinin; hastanede bekleyen hasta yakınlarının durumlarının tasviri başarıyla yapılmıştır.
Romanın şahıs kadrosunda Fatih-Harbiye romanıyla benzerlik görülmektedir. Fatih-Harbiye romanında Şinasi, aşık olduğu kızın babasıyla yakın ilişki içerisindedir. Bu romanda da hasta genç, aşık olduğu kızın babasıyla (Paşa) yakın ilişki içerisindedir. İki romanda da aşık olunan kızın ailesinin bir hizmetçisi vardır: Gülter (Fa.Ha.) ve Nurefşan (D.H.K.). İki romanda da aşık olunan kız ile aşık arasında üçüncü kişi vardır: Macit (Fa.Ha.) ve Doktor Ragıp.
Son olarak, hasta gencin bacağının iyileşmesine sevindim. Aşk-meşk ilişkilerinde kaybetse de sağlının düzelmesi bence daha kıymetliydi.
142 syf.
9/10 puan verdi
Kitabı gerçekten beğendim. Bizi duygusal bir yolculuğa, gel-gitlere sürükleyen bir kitap.
Özetle kitapta, Neriman'ın alafranga-alaturka, garplılaşma-şarklılaşma, mevzularındaki gel-gitleri Macit-Şinasi üzerinden anlatılıyor.
Kitapta psikolojik tahlillere detaylı yer verilmese de kişilerin ruh hâllerini anlatmayı yazar başarıyla gerçekleştirmiş.
Kitabın son bölümündeki betimlemeler ve Gazali'den yapılan alıntılar çok etkiliydi. Faiz Bey tiplemesi de çok başarılı olmuş.
Kendi problemlerini çözmede içindeki muhakemeyle boğuşan, sessiz ama her şeyin farkında olan, psikolojik olarak yorgun ve yıpranmış Şinasi karakteri de gerçekten saygı duyulası.
Maalesef kitapta çok fazla Arapça ve Farsça kelimeler var. Bu baskıda kitabın sonunda kelimelerin anlamları verilmiş olsa da okumayı sekteye uğratan bir durum olmuş.
Kitabı okurken aklıma Felatun Bey ile Rakım Efendi geldi. Orada da iki tipleme, Şinasi ve Macit gibi iki karşıt kutuptu. Ayrıca bu eserde de yaşanan tesadüfler bana Tanzimat 1. dönemde verilen eserleri ve Romantizm akımını hatırlattı.
Kitapta birçok yazım hatası ve yazımda tutarsızlıklar söz konusu: Ferid/Ferit, birtakım/bir takım, Löbo/Löbon vb.
87 syf.
10/10 puan verdi
Louis Aragon, Dadaizmin temsilcilerinden ve Sürrealizmin kurucularındandır. Bu kitabı okurken, Türk edebiyatında Dadaizm etkisindeki Orhan Veli'yi okur gibi olacaksınız. Orhan Veli şiirlerini de çok beğenen birisi olarak söylemeliyim ki bu kitaptaki şiirler de kesinlikle okunmaya değer.
Neredeyse her şiirde, okuyucunun bilme ihtimalinin düşük olduğu yer ve kişi adları zikrediliyor. Maalesef çeviri yapılırken birçok yazım hatası yapılmış. "rı" olması gereken yerde "n" olması gibi. Kitabın başında Louis Aragon hakkında kısa ve öz bilgi verilmiş. Sıkılmadan okunacak, zaman zaman insanın kendisini bulduğu bir şiir kitabı... Herkese tavsiye ederim.
%27 (200/718)
10/10 puan verdi
Divan edebiyatı, saray edebiyatı, yüksek zümre edebiyatı, Klâsik Edebiyat... Adı ne olursa olsun, bu dönem, Türk edebiyatının çok önemli bir merhalesdir. Bu edebiyat döneminde nazım, yani şiir, ön plandadır. Nesir de elbette bu edebiyatta mevcuttur.
Divan şiirinin tarihî süreçlerle incelendiği bu başyapıt, Divan şiiri ile ilgilenen mutlaka başvurması gereken bir kitap. Çeşitli şairlerden alıntılar, söz sanatları ile bilgiler, tarihî süreç vb. hususlar, eserde akıcı bir şekilde anlatılmış.
Eser 1986'daki yayının faksimilesi (tıpkıbaskısı) olduğu için bazı imlâ hataları mevcut.
Kitapta ek olarak Çağatay şiirinden de bahsediliyor.
Türk Dili Dergisi - Özel Sayı 11 (Sayı: 415-416-417)Türk Dili Dergisi · Türk Dil Kurumu Yayınları · 201414 okunma
269 syf.
10/10 puan verdi
Eski Türk Yazıtları hakkında Türkoloji literatüründe bugüne kadar birçok çalışma yapıldı. Erhan Aydın, Talat Tekin, Hüseyin Namık Orkun, V. Thomsen, Radloff, A. von Gabain şimdilik aklıma gelen önemli Türkologlardan. Türkoloji'ye büyük katkılar sunmuş Ahmet Bican Ercilasun'un hazırlamış olduğu bu kitap, Köktürkler/Göktürkler tarihi ile ilgili Çin kaynakları ile mukayeseli derin bilgi içermekte. Sıkılmadan okuyacağınız, gayet net bir biçimde tarihî bilgi veriliyor. Ardından metin okumaları ve transkripsiyonları bölümü geliyor. Bu bölümlerde bugüne kadar okunan bazı kelimeler hakkında farklı okumalar ve kelimeler ile ilgili detaylı bilgiler dipnotlar ile itina ile gösterilmiş. Kitabın sonunda da sözlük ve dizin bir arada. Bu da çok kolaylık sağlıyor okuyucuya.
Neticede her Türk'ün sıkılmadan okuyacağı bir eser ortaya çıkmış. Türkoloji ile ilgilenen veya Eski Türk Yazıtları'na merakı olan herkesin bu eseri okumasını kesinlikle tavsiye ediyorum...
264 syf.
10/10 puan verdi
Tüm felsefe severlerin ve felsefeye ilgi duyanların, hatta felsefe dünyasına yeni adım atmak isteyenlerin başvurması gereken bir şaheser! Aristo'dan Kant'a, Platon'dan Marx'a felsefenin tüm dönemlerine ve önemli filozoflarına en net biçimde değinilmiş. Antik Yunan, İslam Dünyası, Ortaçağ Avrupası ve dahası... Adı pek duyulmamış olan bu kitap, felsefeyi sıkılmadan okuyup anlamanız için bir başucu kitabı...
