Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Kitabımız Kürşat Okuyucu’nun kaleminden Önsöz ile başlıyor, yazıma destek verenlere Teşekkür ile devam ediyor. İçindekiler kısmı ile üç bölüme ayrılıyor: Serbestler (şiirler), Güfteler ve Besteler ( notaları da mevcut).
Şiirler güzel elbette, mutlaka sizi etkileyecek birkaç tane şiir, yüreğinize dokunacak dizeler var. Ama ben bir Kadıköylü, Moda’da büyümüş biri ve Barış Manço hayranı olarak en çok akrostiş olarak yazılmış “Barış Abi” şiirinden etkilendim, sevdim.
Kaybettikleri için yazdığı şiirler, hüzün dolu dizeler içinize dokunuyor, yüreğinizi burkuyor. Sadece aşk, sevda için değil tüm duygularımızı içeren şiirler.
Kitaplığınızda bulunsun; ister rastgele bir sayfa açıp okuyun, ister CD’yi dinleyin.
Merhabalar herkese arkadaşlar kitabımız bir şiir kitabı kitabımız tamamiyle aşk şiirlerinden oluşan bir kitap kitapta birbirinden çok güzel şiirler mevcut dikkatimi çeken 1 tane akrostiş şiir SENİ SEVİYORUM ve bazı kesimlerde Rızai İlahiye duyulan aşk üzerine şiirler yazılmış kitabı tavsiye ederim keyifli okumalar dilerim
Destan
Eser: Türk Destanları
Yazar: Harun Yiğit
Yayınevi: Gelişim Sanat Yayınları
Sayfa: 176
Harun Yiğit'in eserine Mustafa Ceylan bir önsöz yazarak eser başlamıştır. Eserin ilk destanı Yaratılış Destanı olmuştur. Yaratılış Destanı ile ilgili anlatımında yazar dini söylemleri ile ön plana çıkmıştır. Hem dini hem de tarihi bir itina ile yazılan anlatım
Gülce Edebiyat Akımı Şiir Türleri İle Türk DestanlarıHarun Yiğit · Gelişim Sanat Yayınları · 20139 okunma
Edebiyatla biraz ilgisi olan herkesin bildiği Monna Rosa akrostişi ve o akrostişin ilk harflerinin oluşturduğu Muazzez Akkaya ismi dilden dile anlatılarak efsanevi bir hâl almıştır. Ama ondan önce biraz Sezai Karakoç'un şiir anlayışından bahsedecek olursam; din ve inanç yoluyla fizik ötesi kaygıları yenmiş mistik bir şair olan Karakoç; anlatımdaki
Kitap 2 bölümden oluşuyor. Birinci bölüm Şiirler, ikinci bölüm Aforizmalar. Aralarında şairimizin bir dostundan Akrostiş var.
Bu kitabı okumama vesile olan başta Çiy Tanesi Talin Hanım olmak üzere Günce ailesine çok teşekkür ederim.
Selma Türkmen Dizlek Hanım, kaleminize, yüreğinize sağlık. Kaleminiz daim, yolunuz açık olsun.
Neydi Yaşam
250 syf.
·
Puan vermedi
Kendisi ve hayatta en çok değer verdiği Mürşidi Abdülhakim Arvasi hariç pek de kimseyi beğenmeyen Necip Fazıl sadece birkaç şairi kendisine yakın bulup onlara değer verirdi düşünün ki Yavuz Bülent Bakiler bile Necip Fazıl'a kendini beğendirememişti. Pekala kimdi Necip Fazıl'ın gözüne girebilen şairler?
Evvela Bu kitabın şairi Sezai Karakoç sonra Ahmet Kutsi Tecer ve geçen sene Hakkın rahmetine gark olan Süleyman Arif Emre beyler. Galiba bu 3 kişi arasında en az tanıdığım Sezai Karakoç bey'di onunla tanışmak için bu kitabını bir gece içerisinde özümseyerek bitirmeye çalıştım ve açıkçası hakikaten Necip Fazıl'ın iltifatına Mazhar olabilecek seviyede büyük bir şair gördüm Hele ki Mona Roza şiirindeki Derin metaforik anlatımlar çağrışım ögeleri ve uzun süre hiç kimsenin fark etmediği kıtaların ilk harflerinden Sevdiği kadının adını afişe etmesi yani akrostiş beni Şaire hayran bıraktı....
496 syf.
10/10 puan verdi
tanrının formülü adlı 1. kitaptan sonra devam kitabının olduğunu duyunca çok sevindiğim heyecanla hemen okumaya başladığım kitaptır 1.kitap muazzam polisiye roman tarzında bilim kurgu fakat gerçek fizik bilimiyle birebir ilerleyişi , normalde okurken sıkılacagim fizik dersi niteliğinde uzun uzun anlatımların beni hiç sıkmayıp dahada kitabın içine çekmesiyle oldukça güzel bir kitap kitabın son sözünde zaten yazar buraya vurgu yaparak fizik den uzak kişilerin fiziğe ilgisini çekmek için oluşmuş ve başarılı olmuş bir yapıt, kitabın sonunda öğrendiğim kitap boyunca belli yerlere yerleştirilmiş bir akrostiş le süslenmiş bu spoiler değildir fakat baştan ogrenseydim okuduğum zaman bulmaya çalışarak okurdum sonunda okumak çok hoşuma gitmedi o yüzden bilgilendirdim , bir çok alıntı yapmama rağmen az bir kısmını sizlerle paylaşacağım kitabın büyüsü bozulmasın diye , fizik ve bilime azda olsa merakınız varsa mutlaka okumanızı öneririm . aptal saçma aşk romanlarından kurtulmanız dileğiyle . sözü çok uzatmak istemiyorum çünkü hemen yeni bir kitaba başlamanın heyecanını yaşıyorum.
Yalan Radarı ismi, bir yalanı yakalamak için kullanılabilecek yöntemin, her bir aşamasının ilk kelimesinin baş harfinden oluşturulmuş bir akrostiş. Şöyle: "Resmet ve Temel Al", "Ânı Yakala-Mikro İfadeler", "Davranış Değişikliklerini Gözlemle", "Aç Kulağını Dinle", "Rahatsız Edici Sorular Sor".
Oldukça akıcı bir dili olan kitap, pek çok hikâyeyle de desteklenmiş. Benlioğlu'nun önceki kitabı "Mikro İfadeler"in bir tekrarı olmayan kitap, mikro ifadeler konusuna kısa da olsa değiniyor. Üçüncü kitabını sabırsızlıkla bekliyorum :)
| Aşkın Yolunda Hüzünle Çarpışmak |
•
•
•
AŞK
Ey beni yakan aşk;
Sana dokunsam dayanamam yanarım
Dokunmasam sende yanmak isterim
Elem de olsan lütuf da olsan sana esirim
Yükün ağır kaldıracak gücüm olmasada
Uğrunda çektiğim çile ebedi sürur bana
Vardım lezzetine oldum divana
Vazgeçmez bu gönül yansa da ne çare.
•
•
•
Saner Yıldız ‘ın ele aldığı bu değerli eserde biri akrostiş biri de pek kıymetlimiz Efendimiz’e (s.a.v) olmak üzere toplamda 48 adet şiir bulunmakta. Hemen hepsi birbirinden lezzetli birbirinden hisli ve etkileyici. Ben okurken kitabı bir solukta okumak istemedim ara ara okudum daha bir manalı oldu her şiir benim için.
Bir yolculuk..
Küçükken hemen her şey için, "sen yapamazsın, küçüksün", derlerdi. Bu sözleri duyunca büyüklere inat, bir an önce büyümek isterdim.
Günün birinde o küçüklüğümü özleyeceğim aklıma gelemezdi o zamanlar. Bunu özellikle bu kitapta hissettim.
Kitap bana hem güzel bir çocuk hikayesi olması, hem de simgesel olan karakterler ile verdiği ince mesajlardan dolayı, ahengi bozulmayan akrostiş bir şiiri andırdı.
Küçük prensin gezegeni aslında onun hayal dünyası. Hayata çocuk gözüyle baktığı bir pencere. Sonra oradan çıktığında kendi dünyalarında yapayalnız insanlarla karşılaşıyor. İlk olarak bir kralla. Kral otoritesi için her şeyi yapan insanı simgeliyor. Bir gezegende ışık yakan yalnız bir adam görüyor. Yönetmeliklere sıkı sıkıya bağlı, sorgulamadan son derece disiplin içinde çalışan insanı simgeliyor bana göre. Buradan yolu dünyaya kadar uzanıyor.
Küçük Prens aslında farklı bir gezegenden falan gelmiyor. Hepimizin küçükken yaşadığı o çocukluk dünyasından, bildiğimiz dünyaya yolculuk yapıyor, yani büyüyor. Ama büyürken de hem dünyayı hem büyükleri ne güzel eleştiriyor..
Kitabı okuyunca, yaşınız ne olursa olsun, mutlu oluyorsunuz. Keşke bu kitabı, bana küçükken okusalardı, diyecek kadar büyükseniz şayet; buna üzülmeyin. Çevrenizde bu kitabı okuduğunuzda mutlu olacak "küçük prensler" mutlaka vardır.
