Kudüs İşte Böyle Kurtulur!
01- Müslümanlar, “Başımı veririm, imanımı vermem!” derecesinde kâmil imana sahip olacaklar. İslâmiyet’i tam öğrenip eksiksiz yaşayacaklar. “İslâmiyet, yaşam biçimi” olacak. Bir Müslüman camide neyse dışarıda da o olmalıdır; “Camide “Allah dostu”, “Cami dışında şeytan dostu” olamaz. 02- Sadece namaz kılmakla, oruç tutmakla, Müslüman olunmaz.
"Karanlıklar içinde niyaz etti: ‘Senden başka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum.'" Enbiyâ Sûresi, 21:87. "Rabbine şöyle niyaz etmişti: ‘Bana gerçekten zarar dokundu. Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin.'" Enbiyâ Sûresi, 21:83. "Eğer senden yüz çevirecek olurlarsa de ki: Allah bana yeter. Ondan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ben Ona tevekkül ettim. Yüce Arşın Rabbi Odur." Tevbe Sûresi, 9:129. "Allah bana yeter; O ne güzel vekildir." Âl-i İmrân Sûresi, 3:173. "Havl ve kuvvet, ancak herşeyden yüce ve nihayetsiz azamet sahibi olan Allah'a aittir." Ayrıca bk. Buhârî, Meğâzî: 38; Müslim, Zikr: 44-46. Bâkî kalan ancak sensin, ey Bâkî. Bâkî kalan ancak sensin, ey Bâkî. "[Kur'ân] iman edenler için bir hidayet rehberi ve bir şifadır." Fussilet Sûresi, 41:44.
Sayfa 176
Reklam
Birinci Lema
"Karanlıklar içinde niyaz etti: 'Senden başka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum.'" Enbiyâ Sûresi, 21:87. "Rabbine şöyle niyaz etmişti: 'Bana gerçekten zarar dokundu. Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin.'" Enbiyâ Sûresi, 21:83. "Eğer
Sayfa 147 - Envâr Neşriyat -Enes Basım YayınKitabı okudu
Faiz ve Sadaka
Kur’ân-ı Kerîm’de fâizden bahseden tüm ayetlerin öncesinde veyahut sonrasında mutlaka sadaka veya zekâttan bahsedilmiştir. Bu husus göstermektedir ki; hakiki kazanç -muannitlerin (inatçıların) sandığı gibi fâizde değil, bilakis zekât ve sadakadadır. “Allah, fâiz malını mahveder, sadakaları ise arttırır (bereketlendirir). (Bakara 2/276.) Kur’ân-ı Kerîm’de fâizden bahseden âyetlerin öncesinde veya sonrasında sadaka ve zekâttan bahsedilmesi, insanoğluna nefse cazip gelen fâizi terk edip, hakiki kazanç olan sadakaya yönelmesi yönünde bir mesajdır. (Sa’dî, Tefsîru’s-Sa’dî.) Allâh-u a’lem. Fâizden bahsedilen âyetlerin öncesinde veya sonrasında sadaka ve zekâttan bahsedilen âyetlere örnek: 1.) Bakara Sûresi 275. ve 274.Ayeti Kerime 2.) Âl-i İmrân Sûresi 130. ve 134.Ayeti Kerime 3.) Nisâ Sûresi 161. ve 162.Ayeti Kerime
Sayfa 155
EMANET VE EHLİYET İLMİHALİNDEN-İSLAM FIKHININ KAYNAKLARI-SÜNNET
32 Önce sünnet kelimesi üzerinde duralım. Lugat manası; "adet, makbul olsun veya olmasın takip edilen yol, yüz, yahut yüzün görünen kısmı, siret, tabiat" manalarına gelir. Cahiliyye döneminde Araplar "Sünnet" kelimesini takip edilen (çiğnenmiş) yol manasına kullanıyor ve biliyorlardı. Sahabe-i Kiram, Resûl-i Ekrem
Bakara Suresi
Sûrenin ilk âyetlerinin hicretten sonra Medine’de ilk nâzil olan âyetler olduğu kabul edilir. Bununla beraber bütün Kur’ân-ı Kerîm’in en son nâzil olduğu rivayet edilen “vetteḳū yevmen” (وَاتَّقُوا يَوْمًا) âyeti de yine bu sûrededir (âyet 281). Buna göre hicretten sonra inmeye başlayan sûrenin nüzûlü dokuz on yıl sürmüş ve bütün Medine devri
Reklam
26 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.