Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Albertine

Albertine
@albertine_
Ve dans ederken görülenler deli sanıldı müziği duymayanlar tarafından.
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
41 okur puanı
Kasım 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Deniz kıyısına gidelim haydi Mavi, göğsünde uyutur biraz korkumuzu. İki kişilik bir yalnızlığım fotoğraflarının önünde Birisi alıp götürdüğün, öteki bırakıp gittiğin.
Reklam
74 syf.
·
Puan vermedi
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka
7.8/10 · 223,1bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bedeni biz olmadan da bir şekilde işini yapan ve ona doğru biçimde "davranır. sak" bize kendimizi "iyi hissettirecek" olan bu "öteki" olarak düşünme eğilimindeyiz. Birçok insan, bedenine sanki bir köleymiş gibi davranır ya da belki iyi davransa bile, bir köleden farksız olarak istek ve geçici heveslerini yerine getirmesini talep eder. Bazıları ruhun bedeni bilgilendirdiğini söyler. Peki ya bir an için bedenin ruhu bilgilendirdiğini, ruhun dünyevi hayata uyum sağlamasına yardım ettiğini, cümleleri çözümlediğini, tercüme ettiğini, boş bir sayfa, mürekkep ve kalem verdiğini, onlarla ruhun hayatlarımızın üstüne yazılar yazdığını hayal etseydik? Sözgelimi, kılık değiştirenlerle ilgili masallarda olduğu gibi, beden ya kendi başına bir Tanrı, bir öğretmen, bir usta, ehliyetli bir rehberse? Peki o zaman ne olacak? Verecek ve öğretecek çok şeyi olan bu öğretmeni cezalandırarak bir ömürgeçirmek akıllıca mıdır? Başkalarının bedenlerimizi çekiştirmesine, yargılamasına, eksikler bulmasına izin vererek bir ömür geçirmek ister miyiz? Doğru diye dayatılanları reddedip derinleri dinleyecek, güçlü ve kutsal bir varlık olarak göreceğimiz bedene gerçekten kulak verecek kadar güçlü müyüz?
Sayfa 230Kitabı okudu
Vahşi doğa, bedenin, kültürün ve toprağın acı çekmesini asla önermez. Vahşi doğa, değerini kanıtlamak, "kontrolünü" göstermek, karakterini ispatlamak, görsel olarak daha hoş, mali olarak daha değerli olmak için, biçimin dövülmesine asla rıza göstermez. Bir kadın "Değiş" diyerek kültürü daha bilinçli kılamaz. Ama kendisine yönelik tutumunu değiştirebilir ve böylece de değersizleştirici yansıtmaların kaldırılıp atılmasını sağlayabilir. Bunu, bedenini geri alarak yapar; doğal bedeninin sevincini terk ederek değil, mutluluğun sadece belli bir şekle ya da yaşa sahip olanlara bağışlandığı şeklindeki popüler yanılsamaya aldanarak değil, herhangi bir şeyi yapmak için bekleyerek ya da geri adım atarak değil, gerçek hayatını geri alarak ve onu tüm kapasitesiyle yaşayarak yapar. Bu dinamik kendini kabullenme ve kendine değer verme tutumu, kültürdeki bakış açılarının değişimini başlatacaktır.
Sayfa 228Kitabı okudu
Reklam
Beni onurundan doğuran kadın Kalmadı Bu kadarmış bizi büyüten acı Bu kadarlış içimizde yanan ışık Bu kadarmış yeryüzüne düşen gölgemiz.
Ölüler yaşlanmazmış Yalan Sensin canımda çırpınan zaman. Bir gün ben de Senin kış bahçende-- Sevmek başka nedir Ömür Hanım...
Dudakların ağzımda gözyaşı mührü... Ömür Hanım, öyle bir acı ki bu, ölen yaşayanda her gün yeniden ölüyor, yaşayan ağlamadan kimseyi sevemiyor.
Sonsuzluk kirpiğimize serçe kuşu. Bir kanadı hayal, bir kanadı hatıra. Konup konup kalkıyor çaresizliğimize.
Eşiksiz evim, penceresiz odam Sevdiğim ne varsa bir bir geliyor ardından Ölüm beni sana hazırlıyor...
Reklam
Yeryüzü şarkım, sürmeli pencerem Her sabah aynı soğuk Her akşam aynı keder Yastığını koklaya koklaya öğrendim İnsan bir kere ölmüyormuş meğer...
Boşluk kendine çevirdi beni. Her şey ağırlaşıyor. Her şey soğuyor. Belki de hiçlik bu. Sen orada yalnız kalma diye burada konuşup duruyorum. Canımın burcu. Kirpiksiz gülüm. Merhametine sığındığım kadın. Senden bir parmak yüksekte aldığım her soluk kalbimi kurutuyor. Ömür Hanım, iyi ki ben de seninle yaşadım dünyayı.
259 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.