Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
Sadakatsizlik, aldatma ya da ihanet... adına ne dersek diyelim, her zaman merak uyandıran ama aynı zamanda ürpertici, dahası yakıcı bir konu. Oysa aldatılma ve günün birinde aldatma ihtimalinin olmadığı ilişki yoktur. Sevmek, aynı zamanda bu riski almak demek değil midir? Günümüzde iki insanı birlikte olmaya itenin, çoğu zaman güçlü bir duygusal bağ kurma umudu olduğu ve evliliğin güvenlik duygusu veren bir “barınak” işlevi üstlendiği düşünülürse, sadakatsizliğin çift hayatına karşı büyük bir tehdit oluşturduğu muhakkak. Güvenlik duygusu temel bir ihtiyaçsa, çiftleri sadakatsizliğe sürükleyen nedir o halde? İkili bir ilişkinin başına gelebilecek en büyük badire midir sadakatsizlik? Bencilce peşinden gidilen bir zevk midir, yoksa geleneksel ahlâka meydan okumanın bir yolu mu? Bugün eskiye göre daha mı çok insan eşlerini aldatıyor, yoksa gelişen iletişim teknolojileri sayesinde ihanetler daha mı fazla ortaya çıkıyor? Aldatma kişinin hangi psikolojik ihtiyaçlarını gideriyor? Aldatmaya ve aldatılmaya yatkın kişiliklerden söz edilebilir mi? Hepsinden önemlisi: Sadakatsizliğin panzehiri var mıdır?
Psikiyatrist ve seksolog Willy Pasini, Sadakatsiz Aşklar’da okuru sadakatsizliğin kalbine doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Günümüzün akışkanlık ve geçicilik üzerine kurulu yaşam tarzının, ayrıca git gide erotik imgelerle kuşatılan dünyamızın aldatmaya nasıl zemin hazırladığını, rahat bir dille ve renkli örneklerle ele alıyor. Aldatmanın, çiftlerin hayatında nasıl bir yer tuttuğunu anlamak isteyenler için aydınlatıcı bir kaynak...
bu inceleme yazarın okuduğum kitapları için geçerlidir
yani kitabı daha bitirmedim ama gitmiyor,ilerleyemiyorum. O kadar sıkıcı ki.
Yazar hep aynı şeyi yapıyor. Yaşını almış kadınların kaotik evlilik hayatını (boşanma,aldatılma,çocuklarının olmaması,anlaşamama gibi…) anlatıyor sade sade kalmasın diye bir iki tane de olay koyuyor. Yanlış anlaşılmasın yaşı almış kadınlar derken kadınlara asla lafım yok ama ben asla shipleyemiyorum. Bir de yazarın da aralarındaki çekimi iyi yazdığını düşünmüyorum. Bu kitabı 20 yaş altı bir insanın sıkılmadan okuyamaz bence. Ee okuma o zaman derseniz de kitaplıkta çürüdü bu yazarın kitapları zaten hangi akılla almışsam onu da anlamış değilim.
Kısaca almayın,okumayın gerek yok.
Kadın gitdi,adam öldü.
Kitabın kısa özetini böyle anlata bilirim,ama bu bir aşk kitabı değil.
İçinde ilgi,ilgisizlik,kıskançlık,aldatılma,pişmanlık ve öfke var.
Sahi aşk dediğimiz şey tüm bunların toplamı değil midir ?
Bu kitap sayesinde ikinci şans konusundan iyice nefret ettim.Sinir krizleri geçirmek istiyorsanız okuyun.
Talia’nın hem en yakın arkadaşı hem de sevgilisi tarafından yaşadığı ihanet akıl alır gibi değil ortada gerçek bir aldatılma olmasa bile kim ne derse desin bir ihanet var.Ben foster’dan da vivi’den de tüm benliğimle nefret ettim.Foster ikinci şansı hak etmedi bu hikayede olan talia’ya oldu maalesef sinir krizleri geçirerek okudum kitabı beni ne nedeni ne sonuçları tatmin etti belki de ben çok duygusuzum bilemiyorum ama ne kadar aşık olursam olayım aşkından ölsem bile böyle bir ihaneti asla kabullenip hayatıma o insanı geri almazdım.Foster’ın sevgisi de bana geçemedi talia’ya olayları anlatabilirdi en azından seçim hakkı tanımalıydı.Talia hemen affetti çok hayal kırıklığına uğradım.Sırf seriyi sevdiğim için 4 puan veriyorum.
Aaa bu şu kişi değil mi dediğimiz karakterlerle dolu:)
Kitabın içindeki karakterlerin bazıları kendimden karşı taraftan anlatılıyor gibiydi. Harbi bu durumdayım dediğim de oldu. Son kısımlarda ise hüsrana uğradım mavi gözlü kadını desteklerken bir an da gereksiz aldatılma kısmına girdi. Kocasına zaten gelmiyorum bana birisini hatırlattı. Bazı kısımlar gereksiz uzundu. Daha az sayfayla olay çözülebilirdi. Anlatan kızın genç bir kadın olmasına rağmen 13-14 yaşında bir çocuk anlatıyor havasındaydı. Kocasını aldatması üstüne üstlük pişmanlığını da sezemedim. Ahmet yani kocasının o tabloyu yapması büyük bir cevap olmuş. Her şeyin farkında olup salak yerine konulmak. Ahmet seni en iyi ben anlarım zmcmdmms
Başlarda eşi ve kız kardeşi tarafından aldatılma vakası sonucu tekrar hayata dönmeye çalışan bir kadın hikayesi diye düşündüm. Ama farklı yanlarla hikaye başka bir dünyaya evrilmiş. Dili sade ve hızlıca okunup bitirilebilir. Hayaller aleminde geçen bir hikayenin gerçek hayatta karşılığı var mıdır? Açıkçası yazarın okuduğum ilk eseri ve kitabın inandırıcılığını zayıf buldum. Üstelik hikayenin de sonuca bağlanma şekli biraz basit geldi bana. İlk bölümdeki özeni ikinci bölümde bulamadım maalesef. Başlangıçtaki tatmin düzeyi giderek düştü ve zayıf bir final oldu bence.
