Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her şey konuyor, dili var. Çünkü yaşıyor. Biz olan her şey yaşıyor. duymuyoruz diye bunları nasıl inkâr ederiz? Ayağımızın altında ezilen bir ottan, bir toprak zerresine kadar her şey konuşuyor. Çünkü hayat nizamı içindedir. Başka türlü yaşanmaz. Sırrına eremediğimiz ve eremiyeceğimiz bir âlemin içindeyiz ki sade hayat!... Ölümün, yokluğun nam ve nişanı yok. Çünkü var olan her şey yaşiyor. Müsaade ederseniz ben de yaşıyorum. Ali Nihad Tarlan
Eğer âlemin mayasında aşk olmasaydı, devrânda kim hayat bulabilirdi? Genceli Nizâmî
Reklam
Herkese gözüken her şeyde iki şahit
Konya’dan Ali Osman Karakaya: “Mesnevi-i Nuriye’nin 13. Lem’asında geçen, “Sâniin Vacip ve Vahit olduğuna her şeyde iki şahit olduğu…” meselesini açar mısınız? Bu iki şahit nedir?” ACZ LİSANI ALLAH’IN VARLIĞINA ŞAHİTTİR Zerrelerden seyyarelere, nakışlardan güneşlere ve yıldızlara her şeyde öncelikle gördüğümüz şey, korkunç bir acz ve
kur'anın içyüzünü, bâtınî anlamını anlayanlardan zâhiri hükümlerinin kalkacağına inananlara, umumî bir tâbirle bâtınî ve bunların yollarına «Bâtıniyya» (bâtınîlik) denmiştir. Müslümanların çoğunluğu, Kur'ân'ın zahirî mânâlarından baska bâtınî mânâları da olduğunu kabul etmekle beraber âyetleri, tefsir ve hadîs bilgilerine dayanmadan tefsir etmekten, emir ve nehiylerin teşriî hikmetlerini araştırmaktan ve hele, bundan maksat şudur diye kesin hükümlerle Kurân'ı tevîl etmekten çekinmişlerdir. Bâtınîlerse te'vîli, bâtınî mânâları anlıyanların zahirî hükümlerle mukayyed olmıyacağı derecesine kadar götürmüşler, te'vîle bir mesned ve metod kabul etmemişler, bu yüzden bâtıniliği benimseyen herkes, kendi aklınca bir başka te'vîl yolu tutmuş, fakat bu te'vîllerin hepsi de şeriatın, âlemin nizamı için kurulmuş kanunların bütünü olduğu ve hakıkate ulaşanların bu kayıtlardan kurtulacağı, hattâ bu kurtuluşun, günün birinde bütün âlem için tahakkuk edeceği esasını istihdaf etmiştir. simavna kadısıoğlu,abdülbaki gölpınarlı
“Bazen içime bir keder doluyor. Azalıyorum, bitiyorum, çaresiz kalıyorum. İşte böyle zamanlarda hep Allah’ı arıyorum. Söylesene onu nerede bulabilirim?” “Bir çiçeğe bak , ya da bir yıldıza. Ya da omuzlarına konan bir kelebeğe... Göreceksin ki baktığın her şey sana isim ve sıfatlarıyla Rabbimizi anlatıyor. Buldun işte, Allahu Ekber de, et şimdi secdeni. Şimdi git Asr-ı Saadet’e. Bütün peygamberlerin reisi, bütün iman ehlinin imamı ve önderi, bütün evliyaların efendisi, ezelden ebede bütün zikir halkalarının başı Peygamberimizi tanı. Tanı ki her işinde, her ahvalinde, her sözünde Allah’ı göresin. Şimdi bir salavat getir ona; Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammed. Bitmedi. Şimdi al eline Kur’an’ı. Allah’ın adıyla, Rahman ve Rahim olanın adıyla oku. Oku ki gör kainat kitabı nasıl okunurmuş, öğren. Gör, kâinatın nizamı nasıl sağlanıyormuş, öğren. Gör, Hazreti Peygamber nasıl bir eğitimden geçmiş, öğren. Şimdi şükret; Elhamdülillahi Rabbil âlemîn. Şimdi kendine bak .Sonsuz ihtiyacını gör, acizliğini anla. Görme duyun için gözün, yaşaman için hava yaratılırken, elmanın lezzeti damak zevkine göre ayarlanırken sor bakalım vicdanına Feride, senin bir dahlin olmuş mu? Olmamış mı? O zaman şimdi söyle. Ey Rabbim seni buldum. İyyâkenabudu ve iyyâ kenestaîn...”
42 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.