Nigâr Hacızade
Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor.
Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü
Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
Come And See / Gel Ve Gör
II. Emperyalist Paylaşım Savaşı devam ederken bir çocuk bulduğu tüfekle Faşist Alman kuvvetlerine karşı savaşmak için Sovyet direniş hareketine katılır.
Come And See yani Gel Ve Gör 1985 SSCB yapımı Elem Klimov filmidir.
Ales Adamoviç'in "Kathyn'in Öyküsü" kitabından uyarlanmıştır, II. Emperyalist Paylaşım Savaşı'nda Alman işgali altındaki Sovyet Beyaz Rusya'sında bir çocuğun partizanlara katılma hikâyesi çevresinde, Nazi işgalinin yarattığı her konudaki yıkımı ele alır...
İzlemek isteyenler için link bırakıyorum...
●Türkçe Alt yazılı
fullhdfilmizle5.org/gel-ve-gor-come...
”Savaşın yüzü kadına yabancıydı.
...
Ama bu savaşta, hiçbir şey, kendisini,
analarımızın yüzü kadar etkili, keskin
ve dehşetli bir biçimde belleklerimize
yerlestirmeyi başaramadı.”
Ales Adamoviç
”Savaşın yüzü kadına yabancıydı.
Ama bu savaşta, hiçbir şey, kendisini,
analarımızın yüzü kadar etkili, keskin
ve dehşetli bir biçimde belleklerimize
yerleştirmeyi başaramadı.”
Ales Adamoviç
"Savaşın yüzü kadına yabancıydı. Ama bu savaşta, hiçbir şey, kendisini, analarımızın yüzü kadar etkili, keskin ve dehşetli bir biçimde belleklerimize yerleştirmeyi başaramadı."
”Savaşın yüzü kadına yabancıydı.
Ama bu savaşta, hiçbir şey, kendisini,
analarımızın yüzü kadar etkili, keskin
ve dehşetli bir biçimde belleklerimize
yerleştirmeyi başaramadı.”
"Savaşın yüzü kadına yabancıydı.
Ama bu savaşta, hiçbir şey, kendisini,
analarımızın yüzü kadar etkili, keskin
ve dehşetli bir biçimde belleklerimize
yerlestirmeyi başaramadı.”
Ales Adamoviç
Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine
Sevgili dostlar,
Bu kürsüde tek başıma durmuyorum. Etrafımda sesler var, yüzlerce ses… Sesler her zaman benimle, çocukluğumdan beri.
Çocukken köyde yaşıyordum. Biz çocuklar sokakta oynamayı seviyorduk, ama akşamları, yorgun argın ninelerin -bizim orada nasıl derler- konuşlandığı banklar, mıknatıslıymış gibi