Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
393 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Ali Ulvi Kurucu "Hatıralar"a babası, dedesi ve amcasını tanıtarak başlıyor. Bana çok tesir eden şahsiyetler olduklarını söyleyebilirim.. Dini yaşamak bu olsa gerek. Zamanın sahabisi olmak... Dünyadan geçmiş onlar. Pek çok sıkıntı yaşamışlar fakat akabinde yaptıkları şey imana sarılmak olmuş. Kendilerini değil hep başkasını düşünerek Müslüman kardeşliğini göstermişler. Ahlaken öyle ulvi bir yerdeler ki daima sevilen, sayılan, örnek alınan olmuşlar. Sahip çıkmışlar bizi biz yapan değerlere. Sahip çıkmışlar Kur'an'ımıza. Rabbim ebeden razı olsun o alimlerden; Konya'dan, Mekke'den, Kahire'den geçip iz bırakanlardan... Ben daha çok kitapların gönlüme yer eden kısımlarıyla ilgileniyorum. Bu sebeple bazı hatıraların 3-4 kez tekrar etmesi benim için sorun teşkil etmedi. Böyle zengin içeriğin yanında kitabın tek eksiği de bu olsun ne mahzuru var?
Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1
Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1M. Ertuğrul Düzdağ · Med Kitap · 20171,181 okunma
Müslüman Kitaplığı Tavsiye Listesi (300 kitap, Aydın Başar ) A. İMAN VE İSLAM 1. Ömer Nasuhi Bilmen, İslam İlmihali 2. Mehmet Zihni Efendi, Nimet-i İslam 3. Ahmet Hamdi Akseki, İslam Dini 4. Muhammed Hamidullah, İslam’a Giriş 5. Necip Fazıl Kısakürek, İman ve İslam Atlası 6. Ümit Şimşek, İslam İnanç İlmihali 7. Ali Kemâl Belviranlı, İslâm
Reklam
Yazar Aydın Başar, Ehl-i Sünnet hassasiyetine dikkat ederek Müslümanlar için 300 kitaplık bir liste oluşturdu. Kur’an’da hata bulan ve usulsüz dini yorumlar yapan itikadı bozuk eserleri listeye karıştırmayan Başar, uzun araştırmalar sonucunda doğudan batıya birçok farklı kişinin eselerini listeledi.  Çok sayıda isimden fikir aldı. Listeyi
Cumhuriyet dönemi, âlim, düşünür ve entelektüellerin hatıraları, yakın tarihe tanıklıkları ve kültür hafızaları olan hatıratlara dair de bir liste bırakıyorum buraya: 1. Üstad Ali Ulvi Kurucu: Hatıralar 2. Mahir İz: Yılların İzi 3. Ahmet Muhtar Büyükçınar: Hayatım İbret Aynası 4. Hayreddin Karaman: Bir Varmış Bir Yokmuş 5. Tayyar Altıkulaç:
"Allah'ım alevler içinde kaldığı halde yanmayan bir gençlik,benim memleketimde de yetişmeyecek mi" derken,bu gençliğin,yüce davalara ömrünü vakfettiğini görmekle bahtiyar oldum.
Sayfa 334
Sübhan'a gönül ver
Her zerrenin Allah diyen âhengini duy da, Milyarla dilin andığı Sübhan'a gönül ver.
Reklam
Dedem büyük bir sarık sarardı. Konya'daki hocaların içinde en büyük sarık, onunkisiydi. 3 Aralık 1934 tarihinde, cami dışında hocaların da artık şapka giyeceğine dair kanun çıktı. On yıldır, sokakta dinî kıyafetle, cübbe ve sarıkla dolaşma hakkı yalnız hocalarda bırakılmıştı. Şimdi o da kalkıyordu. Bu yasak, dedeme çok ağır geldi. Başına siyah
Sayfa 135Kitabı okudu
Hiç unutmam. Mısır'dan yeni geldiğim 1946 yılında kerpiçten yapılmış bir kira evinde oturuyorduk. Dul, yaşlı bir kadının eviydi. Mühürcü Hasan Efendi'nin evi, derlerdi. Senelik kirası dört yüz gümüş riyaldi. Birgün ev sahibesi beni çağırmış, gittim. Şöyle dedi: “Oğlum, evime fazla veren var. Bin iki yüz riyal verebilirseniz, oturun. Veremezseniz evimi boşaltın. Size on gün müsaade..." Ben de o günlerde mendil yapma kararındayım. Tezgâhları kurdum, fiilen mendile başladım. Bizim için o sırada evden taşınmak, hem büyük masraf, hem de vakit kaybetmek demek... Çok telâş ettim. Bu gibi hallerde baş vuracağımız yegâne merci olan Osman Efendi Hoca'ya koştum. Bir ikindi sonrasıydı. Evine gittim. Baktım, sırtını duvara, yastıklara dayamış, dizine bir kitap almış, kıbleye doğru oturmuş, mütalaa ediyor. Yanında kimse yok... Vaziyeti anlattım. Benim bu heyecanla, yanarak dönerek anlattığım mevzuu kemal-i sükûnetle dinledikten sonra kabri cennet olsun, şu cevabı verdi: “Eyvah! Biz sizlerden neler bekleriz; sizler bir dul kadının önünde mağlup oldunuz. Nedir bu telaş yahu! Dur bakalım. Salli alen Nebí, Peygamber'e salâvat getir...Bir dul kadının, bir sözü önünde sarsılan insan, hayatta ne iş görebilir yahu?.."
"Oğlum, şimdi seni kalfa olarak yanımda muayyen bir ücretle çalıştırsam, verdiğim para belki az olur, belki çok olur... Çok versem, nefs-i emmarem razı olmaz, beni rahatsız eder. Az versem, sana zulmetmiş olurum. Gel ortak olalım da bu dertten kurtulayım..."
Reklam
İbni Abbas hazretleri, edebiyatta geçerli olan “Mutabakatu'l kelâm li-mukteza’l-hâl: Söylenecek söz, zamana ve zemine uygun olmalıdır.” kaidesini, irşada gönderdiği zata tavsiye etmişti.
"Zekâi Efendi, senin bir kere gönlün oraya akmış. Fani cismin Medine'de kalıp da ruhun Ankara'da kalacağına; fani cismin Ankara'da olsun da baki ruhun Medine'de kalsın."
407 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.