Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"1944-1945 Irkçılık-Turancılık Davası" adlı tefrika da Orkun'un üçüncü sayısında yayımlanmaya başlamıştır. Tefrika, dava hakkında bire bir tanıklığa dayanan ilk teferruatlı çalışmadır. Derginin 7. sayısının (17 Kasım 1950) son sayfasında tefrikanın “kısım kısım ayrı arkadaşlar” tarafından yazılacağı, girişin Atsız tarafından
Dininin hidayetiyle şuurlanan müslüman kadın belirli vakitlerde hiç gecikmeden daimi bir şekilde ruhunu ibadet, zikir ve Kur’an tilavetiyle cilalamayı ihmal etmez. Bedenine ve aklına özen gösterdiği gibi ruhuna da itina ile davranır. İnsanın beden, akıl ve ruhtan meydana geldiğini, bu üç hususun da kişi üzerinde hakkı bulunduğunu idrak eder.
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
Yumuşaklık, kolaylık ve hoşgörü ile kalpler fethedilir ve insanlar Hakk'a davet edilir. Şiddet, kaba kuvvet, ayıplamak ve bağırmak ve azarlamakla değil. Bu konuda şu hadis her şeye ışık tutmaktadır: "Kolaylaştınnız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz." (Buhari, Müslim).
Sevgi, güven, takdir ve hürmete dayanan itaat ile şiddet ve korkuya dayalı itaat arasında çok büyük fark vardır. Birincisi daimi ve sağlam bir itaat; ikincisi, ise geçici ve zayıftır. Çünkü şiddet ortadan kalkınca ve kendisini hissettirmeyince bu itaat hemen yok olur.
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Gökbörü’nün İzinde Gökbörü’nün İzinde Gökbörü’nün İzinde Kadim Türklerin Topraklarında Gökbörü’nün İzinde
Sayfa 193Kitabı okudu
Reklam
SAİD NURSİ'NİN MEHDİLİK İDDİASI
Nur Risaleleri'nde Hristiyan ve Müslümanların ittifakına (!) Said Nursî tarafından Mehdî (a.s.) de iştirak ettirilmiş ve bu ittifakın programı olan Risale-i Nur'u Mehdî'nin neşir ve tatbik edeceği de iddia edilmiştir: "...sonra gelecek o mübarek zat (Mehdi), Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik
Sayfa 442Kitabı okudu
SEBİR DAĞI İLE İLGİLİ BİR RİVAYET
"Nakledilmiş ki: Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Mekke'den hicret ettiği ve küffarlar takibe çıktıkları vakit, Sebîr namındaki dağa çıktılar. Sebîr dedi ki: Ya Resûlallah, benden ininiz! Korkarım, benim üstümde sizi vururlarsa, Allah beni tâzib (azap) eder. Onun için korkarım." Cebel-i Hıra çağırdı: Ya Resülallahi ileyye
Sayfa 329 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
İçinizden, kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi O'nun varlığının belgelerindendir." (Rum, 21). Evlilik; içten sevgi ve şefkat ile dolu mutlu aile yuvasında, huzur ve güven nimetlerini tatmaları için Allah'ın iki nefsi, bağların en kuvvetlisiyle bağladığı bir ilişkidir.
Müslüman, aklını ilim ile muhafaza etmenin ve onu Allah'ın kâinattaki mahlûkatının sırlarını çözmede kullanmasının bir farz olduğunu bilir. Çünkü Resulullah (s.a.) bu hususta şöyle buyurmuştur: "İlim taleb etmek her Müslümana farzdır." (Ibn Mace).
Reklam
Zeki, olgun müslüman kadın öyle bir kadındır ki dışı ile içi arasında denge kurmuştur. Kendisinin beden, akıl ve ruhtan meydana geldiğini idrak etmiş ve herbirine hakkını vermiştir. Hiçbiri aleyhine diğerine ağırlık vermemiştir. Ve bu dengeyi kurarken de ona teşvik ve terğib eden hak din İslam’ın yolunu, usûlünü kullanmıştır.
Sayfa 114Kitabı okudu
Hz. Ebu Bekir'in (r.a.) mürtedler hakkındaki sözü hâlâ kulaklarımızda çınlamaktadır: "Vallahi namaz ile zekâtı birbirinden ayrı tutanlarla savaşırım."
Zira, İslâm'ın Müslümanlardan istediği ile onların kendileri için istedikleri arasında çok büyük fark gördüm.
Müslüman kadın bilmelidir ki Fransız Devrimi 18. yüzyıl sonlarında “İnsan Hakları Beyanname” sini ilan ederken bunu: “erkeğin hakları” başlığı ile ilan ediyordu. Bu bildirgenin birinci maddesi aynen şöyleydi: “Erkek hür olarak doğar, köleleştirilemez.“ Sonra ”ve kadın“ kelimesi eklenmesi için çalışmalar yapılmışsa da bu girişimler reddedilmiştir ve Fransız Devriminin hürriyet ilanı ilgili birinci maddesi: “Erkek hür olarak doğar, köleleştirilemez.” cümlesiyle sınırlı kalmıştır.
“Gerek erkekten, gerek kadından kim, mümin olarak, iyi amel işlerse, hiç şüphesiz onu (dünyada) çok güzel bir hayat ile yaşatırız ve onları muhakkak yapageldiklerinin daha güzeliyle ecir veririz.” (Nahl: 97).
1.133 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.