Kısacık bir hikayeydi.
Kırıldık en hassas yerimizden. Bir çiçeği sular, bir taşa bakıp dalıp gider olduk maziye. Olmaz olsun böyle hayat dedik. Başımızı vurduk da duvarlara, yaslayamadık yârin omzuna.
...
"Kaybettiğiniz birini, güldüğünüzde ya da ağladığınızda özlemezsiniz, ona bir şey söylemeniz gerektiğini anladığınızda özlersiniz." diye bir cümle okumuştum.
Benim sana söylemem gereken şeyler var.
İçim içime sığmıyor, nefesim daralıyor. Kendimi buraya ait hissetmiyorum çoğu zaman, gözüm yollarda.
Tamam buraya ait değilim ama nereye aitim ben? Gecelere ve şarkılara sığındığım bu dönemin bir sonu var mı?
Karanlık dürüsttür yalan söylemez. Bir dost gibi sırtınızı okşamaz. Kendinizle yüzleşmenin en doğru zamanıdır gece.
Kendi karanlığınızda ışığa ulaşabilmeniz dileğiyle.
Bu dünyaya, insanlar henüz kelimelerle konuşmayı öğrenmeden önce gelen aşk, ilk gençliğinde,
daha sonra asla unutmayacağı yollar ve yöntemler öğren
mişti.