Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alperen

Alperen
@alperenttnc
Psikolojik Danışman
Gaziantep
16 Haziran
77 okur puanı
Mayıs 2019 tarihinde katıldı
204 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Aynalı Baba'dan Aksettirilen Ululuk
A'mak-ı Hayal, büyük bir dini, tasavvufi, felsefi ve kültürel birikimin ürünüdür. Başında yazılan "Bu kitabı hakikat arayışına aşina vicdanlar, sona dair bahisleri seven insanlar zevkle okuyabilir" cümlesiyle eserin hitap ettiği kitle belirlenmekte ve içeriğindeki arayış zenginliği sergilenmektedir. Ancak kitabın içeriğine yönelik
A’mâk-ı Hayal
A’mâk-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202116,8bin okunma
Reklam
112 syf.
6/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Çevirmenin Çeviri Anındaki Endişesi
“Kaleci topun yuvarlanıp çizgiyi geçişine baktı...” cümlesiyle başlayıp bir futbol maçında kalecinin penaltı kurtarışıyla sonlanan novella, başkahramanımız eski kaleci Bloch’un başlangıç cümlesindeki gibi hayatında topu kalede görüşüne değinen metaforik bir içeriğe sahip. Ancak dur durak bilmeyen akışı ve hızlı geçişleriyle her ne kadar sayfa
Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
Kalecinin Penaltı Anındaki EndişesiPeter Handke · Ayrıntı Yayınları · 2016502 okunma
190 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İngiliz Narkissos'un Portresi
Okuduğum basımda kitabın ön kapağında yer alan resim ve kitap hakkında işittiklerim henüz okumaya başlamadan içinde nelerin olacağına yönelik destekli tahminler yürütmemi sağladı. Kitabı bitirdikten sonra ise şu düşünce zihnimde yer edindi: Oscar Wilde, Dorian Gray’de Narkissos’u dönemin Büyük Britanya'sında yeniden ve dehşetle yorumladı, daha
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Everest Yayınları · 201872,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
200 syf.
7/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Bir Kafa Karışıklığının Romanı
Kitap, Peyami Safa'nın neredeyse her kitabında olan hastalık, yalnızlık ve ikilemler arasındaki savruluş temaları üzerine inşa edilmiş. Peyami Safa, romanın karakterlerinden muharrirde şüphesiz kendini ve romanda yaşanan olaylarda da başından geçmiş olması muhtemel sergüzeştleri anlatmış. Kitabın içinde muharririn "Bir Adamın Hayatı"
Bir Tereddüdün Romanı
Bir Tereddüdün RomanıPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20207,1bin okunma
369 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Ölülerin Evinde Dirilen Dostoyevski
Dostoyevski'nin Sibirya sürgününde edindiği tecrübelerini ve izlenimlerini aktardığı Ölüler Evinden Anılar kitabında okuyucu kendini doğrudan doğruya sürgün ve mahpus hayatının içinde buluyor. Kitaba başlanıldığı anda Dostoyevski, sürgün yeri olarak görülen Sibirya'nın yapısından, orayı ve oradaki sivil yaşamı methederek adeta sürgün yaşamıyla
Ölüler Evinden Anılar
Ölüler Evinden AnılarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,5bin okunma
Reklam
216 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ah be Alper Canıgüz...
Güzel bir kurgu, lakin aceleye gelmiş bir roman. İçerik biraz daha zenginleştirilerek bir yüz sayfa daha uzatılıp hem kurguya sadık kalan hem de toplumsal sorunlara daha çok vakit ayıran ve böylece kara mizah özelliğini gerçek manada yansıtan bir eser olabilirmiş. Ayrıca şöyle de bir durum var: Karakterler arasında yaşanan toplumsal, teolojik ve politik tartışmalarda neden konuşan tüm karakterler çok zeki? Karakterler arasındaki geçişler diyaloglarla keskin bir şekilde ayrılamamış; sohbetler diyalogdan ziyade monolog gibi. Kitap uzatılsa merak uyandıran kısımlar bir anda değil, daha çok kuşku içinde okuru kurguya çekebilirmiş. Tüm bu eleştirilere rağmen kitap gayet akıcı ve sürükleyici. Yazarın bir pasaja kendi gençliğini eklemesi gayet güzeldi. Kitapta başkarakter Aziz, “orta kantin” dedikçe okulum burnumda tüttü... Son olarak kitabın İskender Doğan’la ve onun muhteşem eseri Kan ve Gül’le daha çok temellendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Kan ve Gül Bir Kara Dejavu
Kan ve Gül Bir Kara DejavuAlper Canıgüz · April Yayıncılık · 20177,3bin okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
İlk Distopya
Bir yazar nasıl olur da bir kitabında hayvan psikolojisini bu derece derinlemesine işlerken başka bir kitabında kendi yaşamını yeniden kurgulayarak sanki bedeninde iki farklı ruh bulundurduğu izlenimi verebilir ya da diğer bir kitabında metafiziğe dair unsurların gerçekliğini kendi yaşamışcasına kanıtlarken aynı zamanda Amerikan hapishane
Demir Ökçe
Demir ÖkçeJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,7bin okunma
304 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitabın 1993 basımını okudum. Yıpranmışlığı ve eskimişliği ile sayfalar arasındaki kitap tozlarının boğuculuğu, başkarakterimiz Meliha'nın yaşamak isteğini hayal ederken ve hayalini başarısızlıkla yaşarkenki darlanmışlığını daha iyi anlamamı sağladı. Peyami Safa romanında Milli Mücadele dönemindeki İstanbul'u, İstanbul'un burjuvalarını ve bu burjuvaların Anadolu türlü sıkıntılar çekerken her şeye rağmen düşünsel hayatlarında yaşadıkları bunalımları, yaşamlarını değiştirme ve yaşamın içine atılma heveslerini anlatıyor bizlere. Romanın düşünsel sözlerle insanı derinliğine çektiği tarafını çok beğendim. Hüzünlü bir roman. İnsan okurken karakterler yerine birçok defa "keşke böyle olmasaydı" tabirini kullanıyor. Kitapta başkarakterimiz Meliha'nın "bir akşamda" değişen yaşamına, baskıladığı arzularına, erkekleri elim yaşantılarla tanımasına ve düşünmeden -belki de düşündüğü halde ihtiraslarına yenik düşerek- verdiği kararların ardından yaşadığı pişmanlıklara, giderek kızdığı, yadırgadığı annesine dönüşmesine tanık oluyoruz. Meliha öyle ihtiraslı bir karakter ki ardında bıraktığı ölüler uğruna yaşamak istencinden vazgeçerken, zihninde taşıdığı dirilerin yaşam çağrısına "evet" yanıtını verebiliyor. Aslında yaşamak isterken, verdiği kararların sonuçlarını düşünmüyor ve pişman olarak geriye dönme isteğiyle arada kalıyor. Kıskançlıklarla, öç alma ihtirasıyla ve pişmanlıklarla yaşamını tüketerek ve çokça eksilerek başladığı noktaya geri dönüyor.
Bir Akşamdı
Bir AkşamdıPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20201,804 okunma
204 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Büyümüş de Küçülmüş
Teşekkürler Alper Kamu, beş yaşın verdiği tüm o ağırlık ve aykırılıkla beni kendine hayran bıraktın. Ve Alper Canıgüz, kısmen meslektaşım olarak mesleğinin inceliklerini muazzam şekilde işlemiş eserine. Tam da bu yüzden kitap üzerine bir şeyler söylemek farz oldu. Alper Canıgüz, psikoloji mezunu bir yazar. Oğullar ve Rencide Ruhlar'da da henüz beş yaşındayken bilişi soyut döneme geçmiş, tabiri caizse "büyümüş de küçülmüş" bir çocuğu psikolojinin tüm nimetlerinden faydalanarak kaleme alıyor. Yazarımız gelişim psikolojisini, özellikle psikoseksüel unsurları akış içinde çok iyi işlemiş. Çocuğun yaşının getirisi fallik dönemi, ödipal karmaşayı ve kastrasyon kaygısını bu kadar ustaca kurgulayan daha başka bir yazar okumadım desem yeridir. Bu konuda daha iyisi elbette olabilir, ancak okuduklarım arasında şu ana kadar en iyisi Alper Canıgüz oldu. Kendisine saygılarımı sunuyorum... Bir de başkarakterimiz, beş yaşında olmasına rağmen felsefeden, sinemadan, klasik müzikten haberdar; Dostoyevski, Oğuz Atay ve Nietzsche okuyan üstün zekalı ve aynı zamanda yarı zamanlı dedektif Alper Kamu'nun isminin manidarlığından bahsetmeden olmaz. Albert Camus'ya güzel bir gönderme olmuş. Son olarak Alper Kamu'nun aykırılığını, oyunbozanlığını ve elbette düşünce dünyasının farklılığından kaynaklanan yalnızlığını herkese değil, bazı okuyuculara ayna tutarak yansıttığı için Alper Canıgüz'e bir kez daha teşekkür ediyorum...
Oğullar ve Rencide Ruhlar
Oğullar ve Rencide RuhlarAlper Canıgüz · İletişim Yayınları · 202010,9bin okunma