Atatürk'ün Gençliğe Önerdiği 3 Kitap
Atatürk'ün kitap önerilerinden daha güzel öneri mi olur? Hadi birlikte Atatürk'ün gençliğe önerdiği 3 kitaba bakalım. Beyaz Zambaklar Ülkesi Solucanlar gibi kendi küçük işleriniz ve önemsiz kargılarınızın çevresine üşüşerek, bunların arasında kaybolmayın! Devletinizin temellerini nasıl sağlamlaştırabileceğinizi halkınızın eğitim ve kültür düzeyini nasıl yükseltebileceğinizi düşünün! Türkçülüğün Esasları Orhun yazıtına, Türk Hakanı şöyle diyor: Türk Tanrısı, Türk milleti yok olmasın diye atalarımı gönderdi ve beni gönderdi. Ben Hakan olunca gündüz oturmadım, gece uyumadım; Türk ulusu açtı, doyurdum; çıplaktı, giydirdim; yoksuldu, zengin ettim. Toplum Sözleşmesi İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur. Falan kimse kendini başkalarının efendisi sanır ama, böyle sanması, onlardan daha da köle olmasına engel değildir.
"mesele kötü insan olmak değil, ama ışığı yitiriyor insan.."
Albert Camus
Albert Camus
Reklam
"Çok sertsiniz"yazmış biri DM' den. Bende kaktüs attım 🏜️. " Herkes yediğini yollar "demiş. Kardeşim kaktüs beni simgeliyor, kaktüs de çok dikenlidir serttir ama bakmasını bilen ona da çiçek açtırır. İnsan dene varlığa yalnızca gözünüzle bakmayı bir kenara bırakın ya. Ne yapalım bu zamanda kaktüs olmaktan başka çare yok. Kitap gibi açık kalbimizi yerlere paspas ediyorlar, dikenlerimiz de olsun varsın. Gül tutmak isteyen ele diken batmanlı.
Bukowski'nin dediği gibi " 5 yıl uyumak istiyordum ama izin vermezlerdi." Ve Camus' un dediği gibi "İnsan istiyor, tabi hem uyuyayım, hem unutayım istiyor. Keşke."
Kadın
Bakire kadınlar istiyorsunuz çünkü cinsel performansınızın kıyaslanmasını istemiyorsunuz.Edilgen ve tecrübesiz kadınlardan eş istiyorsunuz, çünkü hizmetinizi yaparken sözünüz geçsin istiyorsunuz. Her kadın bedenine hakkınız var gibi bakıyorsunuz, sahip olduğunuz kadınlara da başka erkekler aynı şekilde bakacak diye kadınlara hayatı zehir
Uçurtma ve Ağaç
Uzun zaman önce yaşayan eski bir ağaç varmış. Kökleri o kadar uzunmuş ki iki diyara kadar ulaşabiliyormuş. Bir gün dallarından birine bir uçurtma takılmış. Rüzgar çıktıkça uçurtma yükseliyor ve dindikçe tekrar ağaca sarılıyormuş. Ağaç bu duyguyu o kadar çok benimsemiş ki rüzgarın çıkmasını bekler olmuş. Zaman geçmiş ve uçurtması giderek yıpranmış. Rüzgar sonbaharda sert, kışın da ıslak imiş. Uçurtma giderek dökülüyor sarıldığındaki sıcaklık kaybolmaya başlamış. Ağaç artık rüzgarın gelişini istemez olmuş. Onu korumak için dallarını birleştirip sımsıkı kapamış. Bu sayede uçurtma da kalan son parçalar direnebilmiş. Bir gün ağaç kendisine değen rüzgarla irkilmiş. Ve uçurtmasını tutan bağcıktan dallarını serbest bırakmış. Kalan parçalarla uçurtması gökyüzüne doğru yükselmiş ama geriye dönmemiş. Ağaç ise ardından açan filizlerine bakıp "Bu rüzgar ilkbaharın sesine sahip, ılık ve dostane kucaklayışı var. Beklentisiz bir şekilde oraya buraya uçurtmamı uçuruyor." demiş"
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.