''Yazdıkların şiir değilse kalsın”
…
“Aklınla yapayalnız baş başa
Nice alevli geceler geçtin”
…
“Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla”
Cahit Zarifoğlu
Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok
esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Mutluluğun gözü kördür,
Yalnızlık sağır.
Ondandır biri tökezleyerek yürür,
Öbürü uykusunda bile bağırır.
Mutluluk yalnız kendisini görür;
Unutur bu yüzden ilkin kendisini.
Yalnızlık kendi tutukluğunda özgür,
Boyuna bekler dönsün diye sesini.
Mutluluk alışır kendisine, ölümden beter; Borçsuzluğuyla övünür, ama kedisi doğurmaz.
Yalnızlığın gidecek bir yeri yoktur;
Boyuna kapısına döner, açan olmaz.
Mutluluğun mezarları, yalnızlığın heykeli var...
Her ikisinin de saksılarında çiçek.
Biri hep başka bir renkle solar,
Öbürüyse ha açtı, ha açmayacak.
–/çocukluğumda ve yeni yetmeliğimde hiç arkadaşım olmadı, (şimdi) ankarada üç yıldır korkunç bir yalnızlık içindeyim, intiharı (o hep bordo kokusu) düşündüğüm geceler çok oldu, ama bunu beceremeyecek denli güçsüzdüm./
GENÇ: İnsan gerçekten de yalnız olsaydı, evrende yapayalnız olsaydı, bir birey olmaz ve yalnız hissetmez miydi? FiLOZOF: Sanırım, yalnızlık kavramı bile gündeme gelmezdi. Dile ihtiyacın olmazdı ve mantık ya da sağduyu kullanmaya da gerek kalmazdı. Ama bu mümkün değildir. Issız bir adada yaşasaydın, okyanusun ta ötesindeki bir kişiyi düşünürdün. Gecelerini yalnız geçirseydin, birinin nefes alıp verişini duymak için kulaklannı açardın. Dışarıda biri olduğu sürece, yalnızlık peşini bırakmaz.