Bu dünyadan kocaman bir gülümsemeye sebep olmadan gitmeyelim... Birinin duasında yer almadan gitmeyelim... Başı dara düştüğünde akla gelen ilk isimler listesinde olmadan gitmeyelim... Varsın iyi günde unutulalım, duaya ihtiyaç olunduğunda aranan olmaktan da mutlu olalım... Kuldan karşılık bekleyenlerden olmayalım... Her daim hüzünlü her daim gözü
Lise Yılları, Yarım Simit, Yarım Kalan Namaz...
Sabah ofise gelince çalışan arkadaşlarımızın birisinin masasındaki yarım simidi görünce aklıma geldi lise anıları. Yarım simitle lise anısı mı olurmuş demeyin ha, nele neler. Anlatayım efendim. 1990’lı yılların ilk yarısına denk gelir benim lisede okuduğum yıllar. ( O zaman doğan çocuklar şimdi otuzuna gidiyor ya, amanın! ) Ordu’da Teknik
Reklam
Kalemin Dünyasından Akrostişler 🙂✍️🕊️ M〰ars yıldızı mısın, Aydan mı indin ey güzel? Kimsin sen? Yoksa sen! Ü〰zerinde yıldız kümeleri barındıran galaksinin şahı Azize misin? Hani J〰anjanlı -ışıltılı- endamıyla ,görenleri zerafetine, dudak ıssırtan; uğranda kölesi olunan: G〰 üzeller güzeli "Azize misin?" _Bilemedin çapkın Aşık! A〰teşimin
Yandım, amanın, yandım ben bir esmerin nârına Getirin, basayım tuz üstüne tuz kapanmayan yarama Ya sen gel ya da ben geleyim, ferman buyur Ahdım var, baş koyacağım yastığına, yorganına :)
fakat-ama-lakin... çengel bulmaca çözüyoruz...!
"Şu “ama” kelimesiyle ilgili düşünüyorum bazen. Nazım’ın Galip Usta’sı kadar olmasa da tuhaf şeyler düşündüğüm oluyor bazen. Boşta kalmaktan mıdır bilmiyorum ama kendimi durduramıyorum... “Ama” güzel bi’ kelime aslında. Kendine aynada baksa da yine aynısını görüyor fakat çoğu kişi özellikle “ama”da hep bir yamukluk bulur. Kendisine acı itiraflardan önceki es verme noktası muamelesi yapılır. Kıvırma ifadesinin has hali gözüyle bakılır. Yapılan bir davetin üzerine “gelirdim ama çok çalışmam lazım”daki “ama” sabıkalıdır. Kendisinden sonra gelen kısma inanılmaz ne yaparsanız yapın, inanılmaz. En iyi ihtimalle sorgulanır.... İtirazın, kabul etmemenin başlama düdüğüdür o. Her şeye razı gelmemenin, etraflıca düşünebilmenin ve ezber bozmanın köprüsüdür... Söz konusu bu “ama”nın cümledaşları kendisi hakkında fikir verir. Bu kelimeler öyle yere gazete serip, ucuz çekirdek çıt çıtları eşliğinde tam demlenmemiş çayı iki şekerle içen tipler değillerdir. Bunlar “gerçi”lerdir, bunlar “öte yandan”lardır, “beri taraftan”lardır..."
“Seyrediyorum tüm dünyayı yıllar sonra gözleri görmeye başlayan bir amanın heyecanıyla. Elimde duran boş kâğıt kefenim olmaktan çıkıyor. Annemin kaderinden tek bir seyirle sıyrılıyor, merdümgiriz ruhum yaşamın içine karışıyor. Bir seyyar satıcı oluveriyorum ansızın, elimde bir kalem beliriyor. Yazıyorum, yazıyorum, yazıyorum… Yeni bir dünya yazıyor, ölümün döşeğinden dönerken bu dünyayı annemin bizden sakındığı gülüşlerinin üzerine bırakıyorum.”
Reklam
210 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.