Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Talebeler taze bir heves ve kuvvetle Kur'an-ı Kerimlerine tekrar sarılır, bir sonraki alayın kendilerininki olması için gayrete gelirlerdi.
Sayfa 77
Birlikte dualar, salavatlar ve Kur'an tilavetleri eşliğinde yenilir, içilirdi.
Sayfa 77
Reklam
"Güldüğüme bakma," dedi ve elini göğsüne koyup konuşmayı sürdürdü, "şu an hissettiğim acıyı asla duymanı istemem. Ölecek gibiyim"
1912-22 arasındaki savaşların faturası olarak, 15 milyonu bulan Türkiye nüfusunun yaklasik 1 milyonu doğuştan veya savaş dolayisiyla malûl veya sakatti. Yine 1917'de ordu sağlık bürosunun yaptigi bir araştırmaya göre, halkin %14ü sitmali, %9'u frengiliydi. Köylülerin %72'si bitli olup, her an tifüse yakalanabilecek durumdaydi. Büyük Önder ve arkadaşları bunların savaşını da vermişlerdir.
Sayfa 220Kitabı okudu
En uzun, en karanlık gece de bir an gelir biter.
Reklam
"An içinde kalabilme yeteneği, zihinsel sağlığın önemli bir bileşenidir" Abraham Maslow
Sayfa 142Kitabı okudu
"Yersiz yurtsuz kalmıştı ve işte Ozan böyle bir gecenin sabahında kendisine sahip çıkmıştı. Sahip çıkmak kelimeleri gururunu incitmeliydi aslında ama incinmedi. Buna muhtaç olduğunu bilmek üzse de Ozan tarafından sahiplenilmek bir şanstı. İşte tam da o an Âşık ve Narin gibi bir kuş olmayı diledi. Ozan kendisini de bir kafese alır ve çok severdi. Nasıl seviyordu ama Âşık'la Narin'i... Hem itiraf etmese bile aslında Narin'i daha çok seviyor gibiydi. Âşık'a küfür bile ediyordu ama Narin'in payını hep çok güzel kelimeler düşüyordu. Ne güzel sözler söylüyordu ona, ne güzel cümleler kuruyordu... Kıskanıyordu bazen. Bu kadar çok sevilmek kim bilir nasıl güzel bir duyguydu. İşte kuş olup terasına konsa, Ozan onu geri çevirmezdi. Aksine bir yer verirdi ona. Bir daha asla bırakmazsın."
Sayfa 349 - Pukka Yayınları, Bahar, OzanKitabı okuyor
Buradaki temel nokta, bu kitabın sizi kendi keşiflerinizin başlangıç çizgisine götüreceği ve sizin olağanüstü seyler yapmanızı engelleyen hiçbir sey olmayacağını anlatmasıdır. Daha geniş olanaklar sizin tarafınızda. Doğa bilgilerinde çok büyük boşluklar var; pek çok konuda şu an kimsenin ilgisini çekmeyen alanlar var.
Sayfa 388Kitabı okudu
İsteyeceksin ki sevgilin her an yanında olsun. "Acıktın mı?" diye sorsun, işe giderken önünde diz çöküp yakanı düzelten anneler gibi öperek uğurlasın seni sabahları, isteyeceksin ki ödevlerini kontrol ederken saçını okşayıp "Aferin" diyen babalar gibi bağrına bassın seni akşamları. İsteyeceksin ki: dostların, fısıltıyla tesbih çeken anne elleri gibi ellerinden tutsun, her parmağın bir tesbih tanesine dönüşsün güvenilir avuçlarda. İsteyeceksin, ama bulamayacaksın. Kalbindeki boşluğu dolduramıyorlar diye, kızacak, öfkelenecek, kaçacak ve illa ağlayacaksın zamanla.
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
Gel, yaklaş bana, sar beni kollarınla! Bir an başımı yaslamak istiyorum...
¶¶ Bu aşk değil, başka bir bela be canım ; seni düşünerek akıttığım yaşlarla yıkanıyor yalnızlığım şu an. ¶¶
Hayat artık alacakaranlık içinde bir uyuşukluktan, pırıltılar ve gölgeler arasında bir cansızlıktan, o iç güneşin bir karikatürden ibarettir yalnızca: o iç Güneş ki bizi kendi dışımızdaki maddeden Üstün olduğumuza haksız yere inandırır. Hiçten fazla olduğumuzu kanıtlayan hiçbir şey yoktur. Tanrılarla rekabete girdiğimiz, coşkularımızın ürküntülerimizi alt ettiği bu genleşmeyi sürekli olarak hissetmek için öylesine yüksek bir ısı tutturmamız gerekirdi ki birkaç günde bitip tükenirdik. Ama parıldamallarımız anlıktır; düşüşler kuralımızdır. Hayat her an çürümekte olandır; tekdüze bir ışık kaybı, gecenin içinde yalan bir dağılmadır; asasız, halesiz, aylasız...
"...Bu yorgun yüreklinin durumu mutluluk bağının çimenlerinde virdi dallarının üzerinde terennüm eden, afiyet yoluyla üns ve hürriyet atmosferinde teşbih ve tehlil ile kanat çırpan, ibadet ünsiyeti ırmağında zikir incileri delip işleyen, her an ünsiyet atmosferinde kutsal kuşlarla zaman atmosferinde marifet yolunda yürüyen kuşa benzer...Böylesi binlerce farklı şekilde hoş sakıyan bir bülbül ansızın sınama avcısının ağına düştü, vuslat yeminine erişme umuduyla gül bahçesi yüzlü sevgilinin dikenliğinde, yalnızca onun dertleriyle dertlenme meclisinde kaldı."
- İnsanoğlunun başına gelebilecek en korkunç felakete uğradığın halde nasıl oluyor da gülebiliyorsun? dedi kendi kendine Bir an duygusalllaştı, sonra neşesi yerine geldi. Bu tür yolculuğa, hıza alışmaktaydı, bütün dikkatini kazın üzerinde durabilmeye vermişti.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.