Kurbanlık hayvanlar, çiçek çelenkleriyle ve başka süslerle donatılır, yüzlerine gözlerine -çiçek suyu, gül suyu gibi- kutsal sular sürülür ve kürsüde papaz ya da yardımcıları tarafından kesilirdi. Hayvanın bir kaba toplanan kanları ya kürsüye ya da tapıcıların üzerine dökülürdü (İstanbul'da ve Anadolu'da Kurban Bayramında, çocukların alnına kan sürmek geleneği buradandır). Sözde Tanrının güçlülüğü, sürülen kanla beraber, kan sürülen insana geçerdi.
Kybele , Mekke'ye de götürülüp, putu Kabe'ye konuldu. Ondan dolayı Kabe yönüne, Kybele'nin ardından, Kıble dendi. Zaten Kybele'nin çevresinde tavaf edilirdi.
Hindistan’da bir İngiliz, eski pantolonunu ve yeni pantolonu için kumaşı, tutup bir Hintli terziye götürerek ona, eski pantolonunun aynısını dikmesini istemiş. Terzi yeni pantolonu dikince eskisiyle birlikte İngilize götürmüş, İngiliz iki pantolonu birbirinden ayırdedememiş. Çünkü birindeki leke ve yırtıklar ötekinde de aynen ve aynı yerde varmış. İşte taklit böyle olmamalı!
Cevat Şakir’in ders kitabı niteliğindeki kitabı. Geçmiş çağlardaki gerçeği değil de efsaneleri, Homeros gibi ozanların söyleyişlerinden faydalanmış. Bu incelemelerle arkeolojik kazıların paralel gittiğini de belirtiyor yazar.
Asıl önemli olan kısım ise: Romalılar zamanında yapılan nüfus sayımında Anadolu nüfusu ile Türkler geldikten sonraki nüfus arasında bir iki milyonluk fark varmış. Demek ki Türkler, Anadolu nüfusunu şişirmemiş oranın nüfusuna karışmış. Yani Batılıların söylediği gibi tamamen yabancı ve barbar değil, o uygarlığın gerçek mirasçılarıyız.
Anadolu TanrılarıHalikarnas Balıkçısı · Bilgi Yayınevi · 2005430 okunma
Antik Mısır Tanrısı Aton (Aten, Zentuk) ve Aton Dini Hazırlayan: Akhenaton "Aton, uludur, birdir, tektir.
O'ndan başkası yoktur.
Bir tanedir,
O'dur her varlığı yaratan
Bir ruhtur Aton, görünmeyen bir ruh.
Ta başlangıçta vardı Aton,
Tek varlıktı o.
Hiçbir şey yokken o vardı.
Her şeyi o yarattı
Ezelden beri süregelen varlığı,
Ebediyete kadar
*PATASANA*
Kendini, kralları, tanrıları yargılama cesaretini içinde barındıran Hitit' li Patasana' nın belki hiçbir zaman varolmamış bu karakterin; tarihte bir yerde mutlaka bu cesareti içinde barındırmış ve bir köşede öylesine unutulmuş aziz bir ruhun varlığını farkedebilmiş insanları hatırlatan Ahmet Ümit' e teşekkür ediyorum...
Savaşın
Dinler yakıtını bitirdi mi ölür. Bütün dinler ergeç ölecek... Neden? Çünkü yakıtı bir gün bitmek zorunda! Eskiçağ Anadolu dinlerinden, örneğin Hitit dininden ne kaldı şimdi? Hani Sümerlerin dini? Hem öyle bir değil, 150 tanrı vardı!
“Dinin de mi yakıtı olur?” demeyin! Din yapısını örerken, bir takım kurgular, imgeler, varsamalar kullanır... Kullanan da insan!
Hem kullanır, hem yapar; ondan sonra da bu “Allah” der, bu “Tanrı” der! Tanrıların, allahların her an birbiri ardısıra ölmelerinin nedeni bu! Hiçbiri gerçekler üzerine kurulmamıştır. Peki, öyle de niçin kurulup yaratılmıştır? Uzun tartışmalara girişmeden özetle yanıtlayayım: Din, insanın korkusu, çıkarı, onmasızlığı üzerine kurulmuştur. İnsan başarısızlığı karşısında, onmasızlıklarında tanrıları aramayıp; kendine güvenseydi, sayıları 300 milyonu aşkın düzmece tanrıların hiçbiri, kafalara çivilenmeyecekti!
Abdullah Rıza ERGÜVEN
(Tanrıları Nasıl Yarattık Tanrıların Ölümü)