"Gün geçtikçe Doğu’daki öncülerin durumlarının kötüleşmesinden tedirgin olan Avrupa, 1146’da II. Haçlı Seferi’ne kalkıştı. Seferi Bernard de Clairvaux ilân etmiş ve Fransa Kralı VII. Louis ile Almanya kralı III. Conrad’ın bizzat kendileri bu kutsal savaşa katılmak üzere yola koyulmuşlardı. II. Haçlı Seferinin sonuçları, birincisinden de kötü olmuştur. I. Sefer’le aynı aşağılık dürtüleri ve kanlı arzuları paylaşan II. Seferin yüzbin kişilik ordusu, henüz Anadolu topraklarında iken yıkılmış ve eriyip gitmiştir. Kral Louis ile Conrad ancak kendilerini kurtarabilmişler ve sonunda hiçbir şey elde edemeden utanç içinde memleketlerine dönebilmişlerdir. Gerçeği söylemek gerekirse, Louis, İsa’nın Mezarı’nı görmüş birisi olarak böbürlenebilmek için, dönmeden önce Müslüman Doğulular’dan özel bir izin almış, sadece hacı sıfatı ile sınırlardan geçmiş ve Kudüs’e kadar inebilmiştir."
Ortadoğu'ya Yapılan Haçlı Seferleri Kudüs, 1095
Konstantinopolis şehrinin karşı karşıya kaldığı tehlike, endişeyi daha da artırdı. Selçukluların Kudüs'ü almasından bir sene önce, 1071'de Bizans ordusu Malazgirt Savaşı'nda ağır bir yenilgiye uğramıştı. Sonraki yirmi sene boyunca Türkler Anadolu'nun içlerine doğru ilerlemişlerdi. Öyle ki artık Konstantinopolis bile güçlü bir saldırı karşısında teslim olacak gibiydi.
Sayfa 20Kitabı okudu
Selçuklu'nun Anadolu'yu işlediği gibi Osmanlı Balkanlar'ı nakış nakış işlemiştir.
