Hattâ, bazı, akşamlar içimize bir gariplik çöküp sessiz sessiz ağlaştığımız da olurdu. Sebebini pek iyi bilmeyerek döktüğümüz bu sessiz gözyaşları, sanıyorum ki, hasret gibi, gurbet gibi, kimsesizlik ve çaresizlik gibi birtakım acı duyguların zehriyle doluydu.