Üniversite yıllarına kadar kitap aralarına koyarak saklamıştım, Avanos Halk Kütüphanesi'nden aldığım sarı kuşe bir kartondan hazırlanmış "üyelik" kartımı. Çocukluğumun varoluş nesnesi. O kartla, mütevazı kütüphaneden istediğim kitabı alır, anamın halı tezgahının arkasındaki kovuğa girerek, tüm kaygılardan azade, çocukluğumun altın düşlerine dalardım. Bu yüzden hiç seçmedim kitaplarımı ve yazarlannı. Birini diğerinden ayırt edemedim hiç.
Üniversite yıllarına kadar kitap aralarına koyarak saklamıştım, Avanos Halk Kütüphanesi'nden aldığım sarı kuşe bir kartondan hazırlanmış "üyelik” kartımı. Çocukluğumun varoluş nesnesi. O kartla, mütevazı kütüphaneden istediğim kitabı alır, anamın halı tezgâhının arkasındaki kovuğa girerek, tüm kaygılardan azade, çocukluğumun altın düşlerine dalardım. Bu yüzden hiç seçmedim kitaplarımı ve yazarlarını. Birini diğerinden ayırt edemedim hiç.
Biz çobanıq, dağdı, daşdı yerimiz,
Yoldaşımız qoyun-quzu sürümüz.
Dərs almayıb, haqdı ki, heç birimiz,
Amma zövqü səfalıdı çobanlar,
Qardaşlıqda vəfalıdı çobanlar.
Ölülerin çıktığı mahkemede etkili olabilecek «kalp skara- beleri* - bunların üzerine,kopya edenler şu duayı kazımış bulunur: «Ey anamın bana verdiği kalp! Ey bedenimin bir parçası olan kalp! Karanlıklarda tanıklık edeceğin zaman aleyhimde bulunma; Anubis, Thot ve Osiris’in karşısında benim sözümün düşmanı olma... Hâkimlerin terâzisi önünde benim gibi ol ve ismimin kokusunun kokmuş çakal gibi olmasına müsaade etme!»
(Dostlarım ve yakınlarımla para bahsi etmek hâlâ pek ağırıma giden bir şeydir. Bu yüzden bütün ömrüm boyunca herhangi bir menfaat münakaşasına girişmektense hakkımın yenmesine göz yummayı tercih etmişimdir.)
Evet, kırk beş yaşıma bastığım günden beri hep bu vakit darlığı içindeyim. Zaman ölçüsü, elimde sahtiyandan (cilalanmış deriden) bir endaze gibi kısaldıkça kısalıyor. Bir ay bir saat; bir yıl bir gün oluyor.