Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Meksika edebiyatı olan bu kitapta; güçlülerin sömürgesi olmuş, çeşitli kültürlerin birleşimlerinin etkisiyle kimlik bunalımına düşmüş, çelişkiler içinde yaşayan bir toplumdaki aykırı kişinin öyküsü.
128 syf.
·
Puan vermedi
Spoi içerir. Meksika insanının kimlik arayışını çok iyi ve net gördüğümüz;yalnızlığı,güçlünün zayıfı ezişi ve büyük aşkı ele alan bir kitap. Ana karakterimizin büyük aşkını,eşini kaybettikten sonra yalnızlığını, kimlik arayışını, duygu ve düşüncelerini kendinden okumak oldukça güzeldi. ‘Dünyada böyle güzel seven var mı?’ diye düşünmeden edemiyor,insan. Kitapta da olsa varmış,demek ki. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar.
Seni İçime Gömdüm, gizemli yazarın özgün yapıtı. Kitabın ön sözünde Andrew Jolly’nin iki kitabı olması dışında yazar hakkında hiçbir şey bilinmediği söyleniyor. Kitapta, kahramanımız Meksikalı Kabrero’nun ölen Kızılderili karısını uygun bir yere gömme çabası anlatılıyor. Kızılderili bir kadınla evlendiği için ailesi ve kasabalı tarafından dışlanan Kabrero’nun öyküsü, ırkçılığın altını da kalın bir çizgiyle çiziyor. Oldukça rahatsız edici ve sarsıcı roman, Kabrero’nun içinde bulunduğu yalnızlığı, karmaşayı ve yıkımı da gösteriyor.
Tomris Uyar çevirisinin değer kattığı bu içli aşk hikâyesi okunmaya değer.
”Onu sevmek; dikenlerle dolu bir uçurumdan aşağı yuvarlandıktan sonra toparlanıp yine tepeye tırmanmak kadar bir yiğitlikti.”s.35
”Yitirdiği şeyin ağırlığıyla sarsıldı. Bir daha dönmeyecekti karısı,
o sevgi geri gelmeyecekti.”s.88
“Yat sevgilim.
Kıpırdama.
Yat bir tanem. Seni içime gömdüm.” s.143
Sevgili Metin Nart ile merhabalaşmamız sosyal medyada alıntılarını paylaştığım kitaplardan biri olan ve esrarengiz birlikte yazar olan Andrew Jolly ile başladı. Açıkçası Metin Nart'ın bir kitabı olduğundan bihaberdim. Zellenbur'un Sıradan Bir Günü kitabı daha önce karşıma çıktıysa da ilgilenmediğimi itiraf ederim.
Andrew Jolly'nin
Sosyal medyada gösterilenin, bir zamanlar film endrüstrisinin, ondan önce şarkıların, masalların, türkülerin, anlatıların aksine dünyanın çeşitli coğrafyalarında insanlar sevgisini, aşkinı öylece diyemiyor. Belki toplumda, ailede, ilişkide, kendi içinde yumuşak görünmemek için, belki de nasıl diyeceğini bil(e)mediği için söyleyemiyorlar. Ama
Hayalet bi yazardan yüreğe dokunan bir kitap okudum...
Normalde kitapların girişindeki önsöz,yazarın hayatı gibi bölümleri okumayı severim.Ne var ki bu kitapta yazarın hayatı namına hiç bir şey yoktu.Tomris Uyar'ın önsözünde de yazarın kimliğine dair bir bilgi bulunamadığından bahsediliyor.Tek bildiğimiz aynı isimle 2 kitap yazmış olduğu.Askerin Günü ve konumuz Seni İçime Gömdüm.Yazarın kimliği gibi başkarakterimizin kimliği de belirsiz.Tüm kitap boyunca "dağlı" anlamına gelen Kabrero olarak bahsediliyor kendisinden.Meksika dağlarında yaşayan genç bir adam.Bir gün bir kızılderili kızı seviyor.Kısa zamanda da ailesinin ve çevresinin karşı çıkmasına rağmen evleniyor.Ama kız baştan beri hasta.Göğsünün altında arada kanama yapan bir kitlesi var.Kitap kadının ölümüyle başlıyor.Hatta ölümünden bir iki saat sonra.Ve baş karakterimiz iki yıldır herkesten uzaklarda sevgili eşiyle yaşadığı dağ kulübesinde,onun ölüsüyle başbaşa kalıyor.Sevgiyle yıkıyor eşini,giydiriyor ve bir mezarlığa gömülmesini istediği için eşinin cansız bedenini kasabaya götürmek için yola çıkıyor.Tüm kitapta bu yolculuktan ve sonuçlarından bahsediliyor.Ne kadar naif seviyor eşini ama.Hiç kelimelere dökmemiş olsa bile.Sanırım eşine bir şekilde mezar bulduğunu düşündüğü zaman söylediği o bir kaç cümle kanıt olabilir."O iki yıl boyunca bir kez bile ağzına almadığı,almak gereği duymadığı sözcükler geldi aklına.Yat sevgilim.Yat bir tanem.Seni içime gömdüm."
Yalın bir dille yazılmış incecik bir kitap.Pişman olmazsınız.
Birkaç yıl önce gösterime giren Saul Fia/Saul'ün Oğlu adlı bir Macar filminde Nazi toplama kampındaki bir krematoryum görevlisinin ısrarla ölü oğlunu gömmeye çabalamasının hazin öyküsü anlatılıyordu. Şiddetin zirve noktası olan Auschwitz'te yalnızca ölü bir beden olan küçük çocuğun, babasının ruhunun kurtuluşuna, ümide sembollenmesi vardı. Seni İçime Gömdüm de benzer ve daha eski bir öykü. Meksika'nın ırkçı ve şiddet dolu dünyasında ölü Kızılderili karısının cesedini usüllere uygun şekilde gömmeye çabalayan, bunun sebebini anlamlandıramayan ve ancak çölün şiddetinde düğümü çözebilen bir Meksika çiftçisinin arayışını anlatıyor roman. Bu arayış, nedensiz sevgiye kadar uzanıyor ki nedensiz şiddetin simetrisinde en uygun yere konumlanan bir his bu. Yol boyu müteveffa karısının cesedi için katlandığı acıların sebebini sebepsizlikte bulan Meksikalı, bize sevmek için temel bir sebebe ihtiyaç duymamızın gerekmediğini bir kez daha hatırlatıyor. Umut ve kaçış da sevginin bir kaynağıdır nihayetinde.
Romanı @Seda_55 hocamın paylaşımı sayesinde gördüm, kendisine teşekkürlerimi buradan da ileteyim ve tabii Müslüm Gürses'in Seni Kalbime Gömdüm şarkısını da andıran isminin okumamda etkili olduğunu ekleyeyim. :)
Orta düzey
Kitabın konusu çok güzel aslında ama ya yazar tam verememiş duyguyu, kurgu zayıf kalmış ya da çevirmenden kaynaklı bir sorun var.Çünkü böylesine güzel bir konu daha dokunaklı ve çetrefilli olaylarla anlatılabilirdi. Olaya haydutlar dahil oldu kitap heyecanını yitirdi.Yine de sonunda adamın kadının cesedinden vazgeçmemesi duyguyu az da olsa verdi.
128 syf.
·
Puan vermedi
Doğumum anama hamallıktı,
Yaşamak bana.
Ölümüm bile hamallık
Cenaze alayıma..
Bu kitabı bitirdiğimde aklıma gelen bir mezartaşı dörtlüğüdür. Mücadele edip amacına ulaşmaya çalışmak isterken herkesi mutlu etmeye çalışmak ve tabi ki gittikçe yıpranmak, tükenmeyi anlatan bir roman. Çok sade anlaşılır bir dil kullanılmış. Kitap okudukça kendini içine doğru çekiyor ve karakterin dünyasına girebiliyorsunuz. Tattırdığı duygular farklı ve başarılı. Keyifli okumalar.