Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir Anekdot
Yardım edin bana! Ruhumun çığlıklarını duyuramıyorum. Nefesim kesiliyor, kanayan yaralarımı pansuman edemiyorum. İlmek ilmek, usta bir cerrah gibi ihanetten saplanan şarapnel parçalarının ardından kalan yaralarıma attığı dikişlerimi patlatıyor yalnızlık. Oysa ne de güzeldi elleri. Ne kadar yumuşak ve usta... Kendi buruk kanımda boğuluyorum ve söyleyemiyorum. Söyledikçe kayboluyorum çünkü. Söyledikçe çırpınmak zorunda kalıyorum. Çırpındıkça daha çok yutuyorum kendi kanımı. Yok mu bir çaresi? Bir cevabı yok mu kimselerin? Yokluğunda akisleri sönen yüreğimin içindeki evin duvarlarında hala adın yazılı. İçinde senin ve benim çocukluklarımız ağlıyor. Ruhumun çığlıkları hep bu yüzden. Artık karanalık hatta koyu bir karanlık oralar. Gün ışığım, güneşim gitti. Papatyalar soldu. Mevsimler öldü. Ben ise kendi buruk kanımda boğulmaya devam ediyorum. Gitti... Karanlığın en koyu tonlarında bırakılmış iki çocuk var şimdi yüreğimde. Ruhum şizofren yanını ortaya çıkarıyor. Yokluğunda silüetini belirtiyorum yanıbaşımda. Resimlerimize bakıyorum. Sesini duyabilmek için çektiğimiz videoları izliyorum. Rakı içiyorum çokça. Anason kokusu yatıştırıyor sadece çocukların sesini. Ama buruk kanımda boğuldukça ben; şehir çöküyor, içimdeki dünya yok oluyor. Kurtar beni! Yusuf Sezgin Aybey
anekdot
Insan hatırlayarak ve anarak ilahi rahmetin celbine mazhar olur. Bu mazhariyet ona kalbi itminan konusunda bir kolaylık sağlar. Kalbin itminanı insana huzur da olduğu bilincini verir. Huzur da olan insanınsa abus çehreli biri olması düşünülemez; bilakis yüzündeki tebessüm nura dönüşür. İşte bu hayatı zikrederek yaşamaktır.
Reklam
Değerli yazarımdan bir anekdot
Sevebilmek için önce sevgiye açık olmak gerekir. Sevgiye açık insan her şeyi sevmez ama her şeye sevgiyle bakar. Hayatın bütünlüğü içinde kötü insanlarda var fakat, onlarda bir genel akışın içinde kendi kaderlerini yaşıyor. Onlardan korunmak gerekirse de husumet duymak gerekmez. İyileşmeleri dilenir.Sevgiye kapalı olmak yanlış ve saplantılı düşüncenin kısır döngüsüne mahkumiyet demektir.
Atatürk’ü Çok Güldüren Bir Anı (Mazhar Osman ve Atatürk)
Mazhar Osman ve Atatürk Arasında Geçen Komik Anekdot... Bir gün nüktedan ve renkli kişiliğiyle tanınan Akıl ve Ruh Hastalıkları Uzmanı Ünlü Mazhar Osman Atatürk'le sohbet etmektedir. Bu sohbet esnasında bir ara Atatürk, Mazhar Osman’a sorar: — Osman Bey, bu delilik nasıl bir şey? — Gazi Paşam az da olsa herkeste bir parça vardır, deyince Atatürk: — Ne demek istiyorsun, bende de mi var? Hoşsohbet ve sözünü esirgemeyen biri olan Mazhar Osman: — Ohooo... Sizde herkesten bin beteri var. İçeride ve dışarıda dört iklim yedi cihana kafa tutmak akıllı adamın yapacağı iş mi ? Atatürk bu söze dakikalarca gülmüştür...
anekdot
Sait Faik, bir kış günü, hastalıktan yakınan arkadaşlarıyla söyleşirken: -Ben eskiden soğuk aldığımda hemen çaresine bakardım, der. Bir arkadaşı merakla sorar: -Ne yapardın Sait? -Hemen bir meyhaneye gider, yarım kiloluk rakı söylerdim. Yarım saat sonra bir şey kalmazdı. -Hastalığından mı? -Yok be rakıdan!...
Kitaplardan başla anlatmaya, şiirler son durağı olsun hayatımızın. Şiirlerde son bulan hayatlar, kalıcı olacaktır. Öykülerle örülmüş bir hayat bizimkisi, her gününe yeni bir öykü anekdot olarak düşülmüş. Yazıların olduğu bir hayat bizimkisi, edebiyatın yer aldığı bir hayat. Kimsenin bilmediği, içimizde yer eden, saklı bir hayat bizimkisi. Robenson'un adasında gömülü gizli bir hayat. Oblomov'un hırkasına, Dorian'ın yakışıklı yüzüne ,çirkin bir hastanenin çirkin koridorlarına sakladım ben hayatı, artık kendim de bulamıyorum. Bulunamaz bir hayat benimkisi.
Reklam
kitaplar hakkında sohbet etmeye ne dersiniz? Bugünkü konumuz “Polisiye Romanlar”... Hangi kitapları, hangi yazarları seviyorsunuz? Hangilerini tavsiye edersiniz? Bizlerle bir alıntı, bölüm ya da anekdot paylaşmak ister misiniz?
362 öğeden 346 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.