Çocukluğumda, dilimde rekâket vardı. Annem, benim durumum karşısında çok kaygılı idi. Kekemeliğimin aşılması için çeşitli yollara başvurmaktaydı. Bunlardan biri de, beni, Haseki'deki Bayram Paşa Türbesi'ne götürmesiydi. Türbe'de su dolu bir tas ve içinde paslı bir anahtar vardı. Rivayet oydu ki, bu anahtar, değiştirilen Kâbe anahtarlarından biriydi. 11 yaşında idim ve babamı daha yeni kaybetmiştim. Türbedar, dualar okuyarak, bu paslı anahtarı ağzıma soktu. Sonra çevirdi ve paslı sudan da içirdi. Bayram Paşa Türbesine üç defa gittik. Her defasında, aynı şeyler yapıldı. Annem, dilimin yavaş yavaş açıldığını söylerdi. Dilimin tam olarak açılması, bu târihten birkaç sene sonradır. Zamanla, kekemeliğim geçti. Bu anlattığım, folklorik bir anekdot, ama folklor önemlidir. Folklor, bu hayatın şiiriyetidir."