Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nina çenesini İnej’in ipeksi saçlarına yasladı. “Zoya, korkunun bir Anka kuşu olduğunu söylerdi. Bin kez yandığını görürsün ama yine de geri döner.”
“Nice yok olmaların kıyısını görsek de her defasında, kendimizi Anka Kuşu misali kendi küllerimizde diriltmeyi başardık.”
Reklam
Derler ki; Zümrüd-ü Anka kuşu, ölümü yaklaştığı zaman, yüksek bir yere çalı çırpıdan yuva yaparmış. Ardından yuvasına tüneyip güneşin en tepeye gelmesini beklermiş. Güneşin sıcaklığına daha fazla dayanamayan çalılar tutuştuğu sırada, Anka kuşu en güzel şarkısını söylemeye başlarmış. Bu şarkıya Zümrüd-ü Anka’nın son şarkısı derlermiş. Alevler arasında kalan Anka yanarken, küllerinden yeni bir Anka kuşu meydana gelirmiş. ...
Bu millet bir Anka kuşudur. Anka kuşu kuşların hanı, şahı, padişahıdır ki bin yıl yaşar, ondan sonra Anka kuşunun yüreğinden bir ateş çıkar. Anka kuşu bu ateşle kül olur, o külden bir tek yumurta, o sıcak yumurtadan bir yavru çıkar, o yavru yedi günde büyür, kuşların hanı olur. Böylelikle Anka kuşu kıyamete kadar aynı haşmetle sürer gider. Bizim soyumuz, ırkımız da insanlık içinde Anka kuşudur.
Sayfa 121Kitabı okudu
Aşk sarp kayaların denizinde saklı tılsımlı define gibidir ele geçirilmesi bir hayli zor sabır ve meşakkat ister, ele geçen definenin muhafazası ise o defineyi bulmaktan daha zor sadakat ve istikamet ister. Maşuk kaf dağının ardındaki zümrüdü anka kuşu gibidir pek nazlıdır hiç ihmale gelmez teslimiyet ve muhabbet ister. Aşık, aşığın durumu ise çok farklıdır ne cehennem ister ne cennet, ne saltanat ister ne servet sevildiğini bilmek yeter ona buna da diyet ister en mühimi de koca bir yürek ister! BB.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.