Pessoa 91 sayfa gibi ince bir kitaba inanılmaz kavramları çatışmaları sığdırmış. Keyifle okunacak bir başucu kitabı.
Kitabın özeti:
Anlamak için, kendimi yok ettim. Anlamak sevmekle ilgili herşeyi unutmaktır.
Leonardo da Vinci,
"Bir şeyi anlayana kadar onu ne sevebiliriz ne de ondan nefret edebiliriz," demiş.
Bu kadar yanlış hem de bu kadar doğru bir söz duymadım...
Kişisel değişimi çok iyi özetleyen bir yapıt diyeceğim, izninizle. Zaten bu sözleri de anlatıyor:
Yaşamak bir başkası olmaktır.
Eğer bugün de dünkü gibi hissediyorsak,
biz de duygu diye birşey yok demektir;
dün hissettiğimiz duyguların tıpatıp
aynısını hissetmek hiçbir şekilde hissetmemek anlamına gelir;
dün hissettiğimiz şeyleri bugün hatırlamaktan ibarettir bizim yaptığımız
çünkü biz bugün, dünkü kayıp hayatımızın
yaşayan kadavralarıyız...
Kalp düşünse atmaktan vazgeçer ve size verilenle yetiniyorsanız köleden farkınız ne? Diyerek sizi düşünmeye, değişim ve gelişime davet ediyor...
Pessoa hiçlik, anlamak, yalnızlık konusunda tepeden tırnağa kendini sorgulamış. Hayatında Milena gibi bir kadın olsaydı çok farklı bir anlatıma sahip olacağına inanıyorum. Yolunuz Lizbon'a düşerse, Baixa-Chiado Metro çıkışında Cafe Brasil de, bronz heykeli ile ve bu kitapla bulunmanızı tavsiye ederim....
Keyifli okumalar